Hiç bir İYİLİK, ''Baş göz sadakası, beni korusun, beni kötülüklerden saklasın'' düşüncesiyle yapılmaz.. Bu, Yardımlaşma ve Dayanışma Yasası'nın en basit, en ilkel şekilde uygulanış biçimidir. Çünki burada mesele, ilkesel bazda değil vicdani bazda ele alınmıştır. Yardımlaşma ve Dayanışma İlkesi'ni, bir İNSANLIK VAZİFESİ olarak ele almak başkadır, şahsi duygular ve hislerin sizi zorlamasıyla ele almak başkadır. Batıdaki insanların söylediği tarzda, ''Bu benim değil, senin sorunun'' mu demek lazım? Hisleriyle hareket ederek, Dayanışma İlkesi'ni, tamamen sıfıra indirgiyorlar. BİLGİ'lerini kullanmıyorlar, his insanı olduklarını ifade ediyorlar, sonra başlarına bir şey geldiği vakit, ''Hiç dostumuz yokmuş, herkes bir tarafa gitti.'' diyorlar. Başımızın gözümüzün sadakası olarak birkaç kuruş vermek bizi ruhsal olarak rahatlatır mı?.. ASLA.... Böyle hissetmek, çölde susuz kalmış bir insanın serap görmesine benzer. Yan...
Kuruluş 1990