Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Medyumluk Nedir? Gerçek Medyumluk ve İrtibat

Yeryüzünde mesaj alınıp mesaj verilen dönem çok eskidir, milyonlarca sene öncesine dayanır. Bu insanlığın en büyük dönüm noktasıdır. O ana gelinceye dek insanlık direkt kelamla ilişkide olmamıştır. İşte o andan itibaren Yüksek İdareci Mekanizma, birçok düşünceyi ve evrim hamlesi yaptıracak bilgiyi direkt kelamlar halinde vermiştir. Bunları alanlar çeşitli kategorilerdeki medyumlardır. Yeryüzünde şimdiye kadar üç türlü mesaj alınmıştır. 1- Şuuraltına zerk edilmiş mesajlar. Bu şuuraltı, yeryüzüne görevle inen varlıklardaki içeriktir. 2- Geçmiş hayatları güçlü izlenim, gözlem ve bilgiyle dolu varlıkların kışkırtmasıyla verilen mesajlar. 3- Kademeli şekilde inen direkt vahiyler. Ve yeryüzünün nasibi de budur! Medyum denen araç herhangi bir araç değildir. O, bir zaman ve mekanda bir mürşittir, diğer zaman ve mekanda bir alimdir, bir diğerinde peygamberdir ve şimdi de sıradan insan kimliğinde bir kişidir. Her kademe belirli bir renk, yoğunluk ve titreşim içindedir. Eğer medyumda bu kademeler

Sevgide Ayrılık Yoktur Tanrı Sevgidir

  İnsanlar Bilgelik ve Sevgi Olan İlahi Prensibi Yok Etmeye Eğilim Göstermişlerdir! Kaos, zalimlik, üzüntü, korkunç ıstırap!.. Ama neden? Bu durumun yayılmasına sebep olan nedir? Bu, insanların asırlardan beri annelik prensibi anlayışına aç olmalarından kaynaklanmaktadır. İlk başta bedenin, daha sonra zihnin, akim egemenliği hüküm sürmüştür. Bunların her ikisi, bilgelik ve sevgi olan ilâhî annelik prensibini hapsetmeye, hatta yok etmeye eğilim göstermişlerdir. Gelecekte bu aydınlanma, bu inisiyasyon, bu ruhsal farkındalığın genişlemesi gelecektir ve gelmesi zorunludur. Annelik ilkesinin (sadece kadın unsuru değil, burada ilâhî ilkelerden söz ediyoruz), bu ilâhî ilkenin yavaş yavaş, ama kesinkes dünyayı etkisi altına almaya başladığını göreceksiniz. Sonuç olarak, daha da büyük bir sevgi ve bilgelik akışı ve dolayısıyla kendi başına olduğunda yıkıcılık getiren kuvvet unsurunun dengelenmesi gelecektir.     Sevgide Ayrılık Yoktur Tanrı Sevgidir - Beyaz Kartal  

İnsan ve İnsanüstü Olarak Kainatta Sınıf Sınıf Varlık Vardır-Ruhsal Tebliğler

  Ruhsal Tebliğler Op: Dr. Bedri Ruhselman Tebliğ Kaynağı: KEMAL YOLCUSU Kâinatta sınıf sınıf yaratıklar vardır. Örneğin hayvan, insan ve insanüstü varlıklar. Şimdi bütün bunların tekamüllerinden ve hareket tarzlarından da sorumlu yüksek ve gelişmiş bir varlık olduğunu tasavvur edelim! Bu varlık Tanrı İradesi ile bunların hareketlerini idareye memur edilmiştir. Şimdi bu idare altında bulunan insanların bir kısmının vazifelerinde iyi hareket etmediklerini farz edelim! “Genel muhasebeyi yapan o varlık bu noktayı incelerken şöyle düşünür: “İnsanlar vazifelerini iyi yapmıyorlar.” İşte bu, bir hükümdür. Nasıl ki burada bir zümrenin yaptığı hareket bütün insanlara yükleniyor ve suçlu sınıf insan sınıfı olarak gösteriliyorsa, yaratılanlar tablosunda oluşacak bir aksaklık da bütün tablonun düzensizliğini doğurur. Bu tablonun düzeni ve mükemmeliyeti ise Tanrı’nın İdaresi'dir. Dolayısıyla bunu aksatanlar sorumludurlar. “Bunu bir örnek olarak söyledim. Hakikatte, yaratılış (hilkat) sistemin

İNSANLAR ÇOK YANILIRLAR FAKAT YANILDIKLARINI GEÇ ANLARLAR-Ruhsal Tebliğ

  İNSANLAR ÇOK YANILIRLAR FAKAT YANILDIKLARINI GEÇ ANLARLAR Op: Bedri Ruhselman Tebliğ: Kadri / 5-5-1947 İnsanlar çok yanılırlar. Fakat yanıldıklarını geç anlarlar. Her insan değerli olsaydı bu dünya kurulmazdı. Dünyaya gelmek hataları meydana getirmek demektir. Bu hataları anlamak da insanları yükseltir. Bir şahsı bir değer olarak tanımak, onun varlığından yararlanmayı kolaylaştırır. Dünya ile ruhlar alemi birbirini tamamlayıcı unsurlardır. Ruh, varlığını burada bulur, dünyadaki deneyimlerinin sonuçlarını burada çeker. Bu yollar bazıları için uzun bazıları için kısadır. 1958 Yılından Önce Yayınlanan Ruhsal Tebliğler- Ruh ve Madde Yayınları Sayfa: 73 İnsanlar çok yanılırlar

TEKRARDOĞUŞ VARDIR

  İnsanlar tekamül etmek için tekrar doğarlar. Ruh bütün evrenlere dağılmış olan Tanrı Kanunları'nı, insan bedenini kullanarak araştırır ve öğrenmeye çalışır. Fakat bu bilgi tek bir hayat içerisinde elde edilemez, çünki bilgi sonsuzdur. Ruhlar, evrenin her yerinde tekrar tekrar doğarlar. Her tekrardoğuşunda biraz daha bilgi ve tecrübe kazanarak yükselir. Gerileme yoktur, yani insan gene insan olarak doğar; ceza olsun diye bitki ya da hayvan bedeninde doğmaz. Ruh, insan değildir; ruh, bitki ya da hayvan da değildir. Bunlar tekamül araçlarıdır. Bunun için ruh, bitki, hayvan ve insan bedenlerini kullanır. Her tekrardoğuş yeni bir role bürünmektir. Ruh, her seferinde dünya sahnesinde yeni bir rol oynar ve işi bitince çekilir.  Geçmiş hayatlarımızı neden hatırlamıyoruz? Çünki unutan bedene ait hafızadır; ruha ait olan hafızamız hiç bir şeyi unutmaz. Yeni bir bedenle, yeni bir hayata başlayan ruhun, dünya hayatında başarılı olması için geçmiş yaşamını unutması gerekir. Geçmiş yaşamları h

TÜRKİYE ' DE DEĞİŞİM HAZIRLIKLARI (2.Bölüm)

Ülkemizin içinde bulunduğu hal ve şartları spiritüel bir açıdan algılarsak, durumumuzun hiç de iyi olmadığını anlarız. Fakat bu, kesin bir mesele değildir. Elbette kendimize ait, bunca zamandan beri büyütüp geliştirdiğimiz, benimsediğimiz, kullandığımız birtakım değer yargılarımız vardır. Değer yargılarımızın boyutlarına, çerçevesine sığmayan konular arttığı sürece, bizlerin bu tarzda düşünmemiz normaldir. "Mahvolduk, batıyoruz" tarzında laflar ede ede bu zamana geldik. Batmak ne demek? Biz dünyaya ticaret yapmaya gelmedik. Eğer dünyaya ticaret yapmaya geldiklerini iddia edenler varsa, asıl batacak olanlar onlardır. Ama onların batışı, güneşin batışı gibi varlıksal bir batış tarzında ele alınabilir. Uzun zamandan beri gerek yayınlarımızda, gerekse konuşmalarımızda anlatmaya çalıştığımız fikir şudur: Bütün dünya bu değişimin tam merkezinde bulunmaktadır. Yani bir girdap meydana gelmiştir. Ve biz dünya yuvarlağı olarak artık insanlarıyla, canlı cansız tüm varlıklarıyla beraber

TÜRKİYE' DE DEĞİŞİM HAZIRLIKLARI -1.Bölüm

(1.Bölüm) Büyük bir değişim devresine girdik, giriyoruz. Kendi ülkemizde ve başka ülkelerde, insanlıkta, çeşitli şekillerde bunların tezahürleri ile karşı karşıyayız. Hele ülkemiz daha çok başkalaşmak kaderiyle yükümlü olan bir durumdadır. Çünkü biz dünya milletleri için çok lüzumlu olan birtakım vazifeleri, birtakım icapları yerine getirmekle mükellef bir toplumuz. Asırlarca, binlerce yıldan beri kozmik bir göreve hazırlanmışız ve hazırlanmaktayız. Fakat bu hazırlık içerisinde; başkalarının tahammül edemeyeceği ağır imtihanları vererek ve bundan sonra da vererek, vermiş olarak geldik, vererek devam edeceğimiz bir ortam içerisindeyiz. Oldukça ıstıraplı, oldukça karmaşık bir takım yollardan geçmek zorundayız. Bu bakımdan, aziz kardeşlerim artık sadece, kendinizin sınırları içerisinde kalmayın. Kendi varlığınızın, kendi bedeninizin, kendi şuur düzeyinizin, kendi anlayışınızın, kendi evceğinizin, kendi şu kadar metrekarelik alanınızın içerisinde kalmayın. O kadar metrekarelik alanın artık

REENKARNASYON NEDİR?

Osmanlıca : Tecessümü mükerrer , Tecessüdü mükerrer Türkçe: Tekrardoğuş, tekrar bedenlenme, yeniden doğum. Reenkarnasyon bir tekamül aracı olarak, evrensel bir yasadır. Tekamül etmekte olan her varlık, madde içinde deneyim ve görgüsünü artırmak için çeşitli bedenler ve kimlikler içinde, sayısız kereler maddesel alemlerde doğarlar. Tekrar tekrar doğma tam bir İlahi Yasadır. Reenkarnasyon inanç ve bilgisi, dünyanın en eski inanç ve bilgisidir. Bütün milletlerde ve bütün kutsal metinlerde bunu görmek mümkündür. Varlığın esası, özü olan ruh, çeşitli elbiseler giyiyormuş gibi, tekamülü boyunca muhtelif bedenlere bürünür. Cinsiyet, milliyet, ırk, genel hayat düzeni gibi hususlar, varlık enkarne olmadan evvel bir düzen altına alınır. Buna " genel hayat plânı " denir. Tekrar doğmak bir kefaret ve ceza değildir. Varlık dünyaya her gelişinde geçmiş hayatlarının toplu ürünü olan bir durumla karşılaşır. Bu toplu ürün, varlığın kendi faaliyetlerinin bir sonucu olarak meydana gelmiştir.

Her Şeyi Sev... (Ruhsal Plan Kemal Yolcusu)

Ruhsal Plan Kemal Yolcusu Başkasından aldıklarını gene başkasına ver. Asla esirgeme. Çünkü sen, bil ki, yalnız senin için değilsin. Işığı sadece kendin için saklama ki, fazlası da seni yakmasın. Kafanı bilgisiz, gönlünü kapalı tutma ki, seni karanlıkta bırakmasın. Zaten sonunda da gene her şeyi aldığın yerde bırakacak değil misin? Alem değiştirirken sana kalan, senin olan yalnız görgü ve tecrüben değil midir? Tanrı, tekamülün için ne gerekiyorsa hepsini hazırlamış ve önüne sürmüştür. Evrende mevcut olan her şey senin için, senin tekamülüne gerekli, olduğu için var olmuştur. Buna karşılık vazifen sadece ilerlemenin icaplarını yoluna getirmendir. Korkma, hiçbir şeyden korkma. Tanrıyı düşün. Yaratılış gayeni hatırla. O zaman hiçbir şeyden korkmamak gerektiğini esasen anlamış bulunursun. Sahip oldukların için sevinme, layık olduğun için senin olmuştur. Sahip olmadıkların için üzülme, vakti erken bulmuştur. 24 saatinin bir tanesinde de kendi içine dön, onu dinle. Basit realitelerin anah