Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ruh etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KOZAL ANLAYIŞ: Feraset

  FERASET : KOZAL ANLAYIŞ Esasında bizim yeryüzünde yapmış olduğumuz en büyük iş, astral bedenimizin ifadesini zenginleştirmek, onu mantıklı değil de anlamlı hale getirmektir. Astral bedenimizin isteklerini zenginleştirmek, onu manalı hale getirmek ise duygularımızı zenginleştirmek demektir. Önce duygularımızın mevcut olduğunu kabul etmek ve sonra bu duyguları her açıdan ifade edebilme kabiliyetini kazanmak lazımdır. Zenginleştirmenin anlamı budur. Onları bastırmak, yok etmek, ayıplamak doğru değildir. Onları zenginleştirmek, ifade edebilmek kabiliyetini kazanmamız gerekir ki, astral bedenimizin fonksiyonu yerine gelsin. Duygularımızı yeterince ifade edemediğimiz yani zenginleştirmediğimiz durumlarda da, beceriksizliklerimizin kontrolü mantal bedene verilmiştir. Yani mantal bedenimiz vasıtasıyla bir çeşit eleştiri sistemi, kontrol sistemi meydana getirilmiş olmaktadır. Mantal bedenimizin bize sağladığı en büyük fayda, elde etmiş olduğumuz öz bilgilerin, hakiki bilgilerin sent...

Ruh ve Beden İlişkisi Nasıl Olmaktadır?

Ruh bir madde ile iştirak eder. Beden denilen şuurlu madde halini husule getirir. Ondan sonra ruh artık tamamen o bedenin şartlarına bağlanır. Ve o şartlar içinde, organik faaliyetlerinden başka, ruhi ve manevi denilen bütün halleri beyne ve asabi cümleye (sinir sistemi), yani beynin ve asabi cümlenin imkan ve kabiliyetlerine bağlı bulunur. Ruh, madde ile iştirak eder. Şuurlu maddeyi, yani varlığı kurar. Varlık da kendi ruhunun ve yardımcı varlıkların faaliyetleriyle kaba maddelerden kendisine ayrıca bir beden yapar. Ve bu beden vasıtasıyla maddelere tesir eder. Kullandığı kaba maddelerle de kendi haricindeki diğer bedenlere tesir etmek suretiyle maşeri plana adımını atar. Ve hidrojen aleminin varlık safhasındaki tekamülü de bu andan itibaren yürümeye başlar. Ruh ve Beden İlişkisi  Ruha hizmet eden varlık hemen bedeni vasıtasıyla etrafındaki kaba maddelere ve bedenlere tesir ederek ruhun bu yeni ihtiyaçları karşısında lüzumlu hadiselerin meydana gelmesine sebep olur...

Reenkarnasyon ne demektir?

Günümüzde Ruhgöçü ¹  olarak telaffuz edilse de kelime anlamı olarak tekrardoğuş, yeniden bedenlenme, yenidoğuş anlamındadır. Asya kökenli Tenasüh kavramı ile karıştırılmaktadır. Fakat ikisi arasında epeyce fark vardır.   Reenkarnasyon öncelikle İlahi bir yasadır. Tekâmül dediğimiz nurlu yolda ilerleyen tüm varlıklar madde içinde bilgisini, görgüsünü ve deneyimini artırmak için bağlı bulunduğu alemin şart ve koşullarına göre çeşitli şekilde bedenlenirler. Sayısız kere maddesel alemlerde doğarlar. Dünyanın en eski inanç ve bilgisidir. Ruh dediğimiz "Işık İlahiye"  gönderdiği tesirler vasıtasıyla bedenlerimizi yönetir. Buna canlılık denir. Reenkarnasyon ne demektir “ İnsanlar tekâmül etmek için tekrar doğarlar. Ruh bütün evrenlere dağılmış olan Tanrı Kanunları'nı, insan bedenini kullanarak araştırır ve öğrenmeye çalışır. Fakat bu bilgi tek bir hayat içerisinde elde edilemez, çünkü bilgi sonsuzdur. Ruhlar, evrenin her yerinde tekrar tekrar doğarlar. Her tekr...

Ruh Nedir?

Ruh, Allah’ın yalnız kendisine mahsus olan tasarrufu ile meydana gelmiş olan tek bir enerji çekirdeğidir. Bu enerji çekirdeği, eğer fizikî anlamda düşünülmek gerekirse, bütün kâinatları dağıtmaya kâfi bir potansiyeli haizdir. Ancak bu kadar söylenebilir. Enerji çekirdeğindeki enerji, ne bildiğiniz enerji; çekirdek, ne düşünebileceğiniz çekirdektir. Ancak bu kadar ifade edilebilir. İşte böyle bir ruh anlayışı altında, ruhun müessiriyeti, değişiklikler arz eder. Fakat esas tema, sizlere en uygun olanı, fiilî bilgi cereyanlarıdır. Ruh, özündeki aydınlatma kabiliyeti ile, şuur sahasını teşkil eder.. Bilgi ediniş, ruhun aslî meşgalesidir.¹   Ruh , Yaradan’ın tahayyülünde yer işgal eden ve Öz’ünde bulunan üç bilginin* ikilimi ile tanrısal maketin inşasında çalışan, tesir ve şuur sahibi ışık ilahiyedir. Hayat, yani canlılık her seviyesindeki ruhsal varlığın, her seviyesindeki madde ile bağlantısından oluşur. ²   Ruh Kadir-i Mutlak Allah tarafından ilk yaratılan enerj...

Tekâmül nedir? Neden Tekâmül ediyoruz? Tekamülde isteğin yeri ve önemi nedir ?

SORU 1:   Tekâmül nedir? Neden tekâmül ediyoruz? Tekamülde isteğin yeri ve önemi nedir? İsteklerin düzeyi var mıdır? Günümüzdeki insanların istekleri ne düzeydedir? Tekâmül için isteklerimiz nasıl olmalıdır? CEVAP 1: Tekamül; bir yasaya uygun olarak sürekli ve derece derece gerçekleşen değişim anlamına gelmektedir Kemale ulaşmak, evolüsyon olgunlaşma anlamına gelen tekamül kelimesi içerisinde kemal olma meselesi, tekmillik, mükemmellik meselesi güçlü bir şekilde mevcuttur.. Varlıklar kendi tekâmül realitelerinin kemaline ulaşabilirler. Evrenin bilgisini almak için tekâmül ediyoruz. Her maddi ortam bir tekamül yeridir . Ruhun madde evrenine nüfuz edişi, madde evreni bilgisini alıp uyguladıktan sonra gerçekleşir. Varlıklar ancak kendi tekamül realitelerinin kemaline ulaşabilirler. İstek, tekamülün temelidir. Ruh bizzat kendi iradesiyle gelişmeyi istemezse hiçbir şey gerçekleşmez. Gelişmeyi, ilerlemeyi, yükselmeyi, giderek daha kapsamlı bir varlık durumuna gel...

Yaradan'ın İşini tamamlamak..

Yaşamak temelde, en kapsamlı bir biçimde, Yaradan'ın işini tamamlamak için yapılan bir hareketten ibaret­tir. Çünkü hayat tamamen bir yaratma ameliyesinden iba­rettir. Hayatın her noktasında bir yaratma ameliyesi var­dır. Mevcut olan malzemenin türlü, türlü; sadece şekil ola­rak değil, bir nitelik olarak değiştirilmesidir. Biz yaratılmış olan bir şeyi mütemadiyen değiştirmeye çalışıyoruz. Bu hayatın kendisidir. Yaşamak da, hayat da budur. Ve bunu yaparken çok büyük tecrübe ve bilgi sahibi oluyoruz. Böy­le böyle giderek de yaratma yeteneğimizi kazanıyoruz ve tabi ki sonuçta Yaradan'a hizmetkâr oluyoruz. Bu da az büyük iş değil. İnsan ve Tanrı Şu anda içinde bulunduğumuz dünyada madde ile olan ilgimizin dengesizliği söz konusu. Büyük bir gerilim içinde yaşıyoruz ve bu gerilim maddenin bize vermiş ol­duğu baskı yüzünden oluyor. Baskıya karşı gösterdiğimiz direnç çok fazla, üstelik dengeli bir direnç değil. Genellikle maddeyle kendimiz arasındaki bu mesafeyi muhafaza e...

YOKTAN VAR ETME

Kaynak: Facebook/ Ergün Arıkdal Ruhsal Araştırmalar Enstitüsü sayfası YOKTAN VAR ETME Ergün Arıkdal Soru: Yaradan’ın tek etkinliği olan “yoktan var etme” ile oluşan/ ilk varlık, Yaradanla bir tek ve aynı olarak ortak özellik taşımaktadır. Bunu biraz açmanızı istiyoruz.. Ergün Arıkdal: Yaradan ile bir, tek ve aynı olarak ortak özellik taşımak, varlık için zorunlu olan bir durumdur. Özünde birliği, tekliği ve ilahiliği taşıyan ruh varlığının bu durumu maddeyi biçimlendirme ve onu tekâmül aracı olarak kullanabilme yetisini zorunlu olarak sağlayacaktır. Birçok teolojik kanıt ve ifadelere girmeden, zihinsel seviyeden felsefi düşüncenin bir sonucu olarak diyebiliriz ki; Ruhsal varlık Yaradan’ın enerjilerinden biridir. Bu yakınlık zaman ve mekân dışıdır. Her zaman emre hazır, geliştirici, biçimlendirici olarak da bir ve tek oluşu sonucu yaratma ve yenileme işlemlerinde yetkindir ve gerekli şarttır. Ruh varlığının “her zaman emre hazır” olması onun “ayniyet” yan...

Ruh Nedir?

RUH   Ruh, öz olarak mükemmel yaratılmıştır. O, öz itibariyle kendi kendisinin aynıdır. Eşi ve benzeri yoktur. Parçalara ayrılmaz, azalmaz ve çoğalmaz. Şuur, irade ve tahayyül ruhun melekeleridir. Ruh, Tanrılık bilgiye sahiptir, ama Tanrı değildir.  Ruh ölümsüzdür. Özü bakımından sonsuz güç sahibidir; bu güç asla azaltılamayacağı gibi yok da edilemez. Ruh hayattır, hayat da Ruh'tur.  Ruh Hakkında Ruh şuurludur ve bir maksadı vardır; yani Ruh'un bir amacı, bir vazifesi vardır. Ruh'u yöneten ve ona karışan bir makam yoktur. Çünkü Tanrı'nın şuurlu ve idrakli yarattığı Ruh, kendini yönetebildiği gibi, maddeyi de yönetir. Ruhlar, Yaradan'ın Kanunları'na uygun olarak Evren'i sevk ve idare ederler. Evren'i sevk ve idare etmenin ve ruhsal tekamülün sonu yoktur.  Maddesel evren, Ruh'un eseridir. Ruh, sonsuz faaliyette bulunmak zorunda olan bir varlıktır. Bu, onun sonsuz derecede etken olması demektir. İrade ve iktidar sahibi olan Ruh, sürekli o...

Ruh Suurlu ve İdraklidir

Dün­ya­ya in­miş bü­yük mür­şit­ler­den bir ta­ne­si, en­der bir var­lık olan Üs­tat Dr. Bed­ri RUH­SEL­MAN, Allah adlı eserinde şöyle yazmıştır: "...Ruh, ken­di­si­ne bağ­lı her şey­le be­ra­ber, ya­ni bü­tün son­suz­luk ve ebe­di­yet­le­riy­le be­ra­ber, maddî bir kâinat ka­dar ve hat­ta on­dan da­ha bü­yük, kap­sam­lı ve son­suz bir kâinattır. Zi­ra on­da olan mü­es­si­ri­yet kud­re­tiy­le be­ra­ber şu­ur ve id­rak, bü­tün maddî kâinatın ve kâinatların ne kü­çük par­ça­sın­da, ne de bü­tü­nün­de mev­cut ol­ma­yan bir kud­ret­tir ki, o bu kud­re­tiy­le maddî kâinata nis­pe­ten Al­lah'a da­ha ya­kın­dır (ruh var­lı­ğı­nın şu­ur­lu ve id­rak­li ol­ma­sı key­fi­ye­ti) Ve iş­te bu­nun için­dir ki, bir tek ruh kâinatı, maddî kâinatlardan fer­sah fer­sah yük­sek, bü­yük, kap­sam­lı ve güç­lü­dür. Ve iş­te bu­nun için­dir ki, mad­de kâinatına, Al­lah'ın her yön­den üs­tün ola­rak ya­rat­tı­ğı bu ka­dar bü­yük kud­re­ti, ya­ni öz var­lı­ğı­nı, in­san, mad­de­le­re esir kı...