SORU
1: Tekâmül nedir? Neden tekâmül ediyoruz? Tekamülde isteğin yeri ve önemi nedir? İsteklerin düzeyi var mıdır? Günümüzdeki insanların istekleri ne düzeydedir? Tekâmül için isteklerimiz nasıl olmalıdır?
Evrenin
bilgisini almak için tekâmül ediyoruz. Her maddi ortam bir tekamül yeridir. Ruhun
madde evrenine nüfuz edişi, madde evreni bilgisini alıp uyguladıktan sonra
gerçekleşir. Varlıklar ancak kendi tekamül realitelerinin kemaline
ulaşabilirler.
İstek,
tekamülün temelidir. Ruh bizzat kendi iradesiyle gelişmeyi istemezse hiçbir şey
gerçekleşmez. Gelişmeyi, ilerlemeyi, yükselmeyi, giderek daha kapsamlı bir
varlık durumuna gelmeyi, varlık bizzat kendisi ister. Zaten bütün farklı
yaşamlar insanda bu isteği uyandırır. Yaşam, istek demektir. Eğer istememiş
olsaydık başlangıçtan beri bedenlenmezdik. İstemek sorunu yaradılıştan itibaren
insanın bütün varlığının temelini oluşturmaktadır. Bizler bir istek üzerine
yaratılmışızdır. Yani varlık, Tanrı’nın isteği üzerine yaratılmıştır, çünkü
temel olan istektir. Bizim meydana gelişimiz kendiliğinden, tesadüfen değil,
şuurlu, amaçlı, bilen, her şeyin hakimi olan bir varlığın, bir gücün isteği ile
olmuştur. Yani biz bir isteğiz ve bu yüzden doğal yapımız da istektir.
İstemek,
iradeyi kullanmak demektir. İnsan isteyebilen, irade gösterebilen bir
varlıktır. İçgüdülerinin, motivasyonlarının dışında kendi kendine isteyebilir
ve irade gösterebilir. İrade olmayınca
hareket de olmaz. Hareket ise tekamülün itici gücüdür. Durgun ve statik olmak,
tekamülün tümüyle zıttı olan bir durumdur. Her istek bir sorumluluk getirir.
İstemek çok önemlidir, çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü: Sebep-Sonuç Yasası
uyarınca insan, bir gün muhakkak istekleriyle karşılaşmak mukadderindedir.
İsteğin niteliğini seçmek bizim elimizdedir. Tanrımıza ulaşmayı da, kendi
egomuzla bütünleşmeyi de isteyebiliriz. Sırf nefsaniyet de kesilebilir
(bencilleşebilir), yani şeytanla da birleşilebilir; Tanrı’yı da isteyebiliriz.
Bu iki seçenek arasında binlerce seçenek vardır ve varlıklar bu seçenekleri
kullanmakta serbest bırakılmıştır.
İstemeden istemeye de fark vardır. Her varlık,
içinde bulunduğu tekamül durumuna ve ihtiyaçlarına göre bir takım istekler
içindedir. Tekâmül süreci içinde isteklerimiz tatmin olur, arzularımız yerine
gelir. Ancak bizim her istediğimiz tekamüle yardım eden istekler de değildir.
Günümüzde
tekâmül yolunda hareketimizi sağlayan itici güç, açgözlülük ve bencillikten
kaynaklanmaktadır. Çünkü gözümüzü doyurmak ve egomuzu tatmin etmek için her
türlü davranışı yapmaya hazırız. Demek ki, isteklerimiz henüz üst bir düzeye
çıkmış değildir. Tüm bu dünya istekleri gayet şuursuz, bilgisiz, amaçsız,
sorumsuz isteklerdir. O halde “insan-ı kamil” olarak isteklerimizi kontrol
etmek zorundayız. İnsanın, isteklerinin hangi amaç doğrultusunda olduğunu,
sonuçlarının neler olabileceğini düşünmesi gerekir.
Kendimizi
bulmamız, tanımamız için vicdanımızın kabul ettiği, onayladığı, tekamülümüzü
hızlandırıcı isteklere yönelmemiz gerekmektedir. Vicdanımız insana doğruyu
veren bir mekanizmadır. Bugün insanlığın en çok muhtaç olduğu şey budur; bunun
işlenmesi ve bunun geliştirilmesidir.
KAYNAK:
Ruhun Evrensel Yolculuğu, Tekamül, Ergün ARIKDAL
Derleyen: Zeynep Candaş