Ana içeriğe atla

Tekâmül nedir? Neden Tekâmül ediyoruz? Tekamülde isteğin yeri ve önemi nedir ?


SORU 1: Tekâmül nedir? Neden tekâmül ediyoruz? Tekamülde isteğin yeri ve önemi nedir? İsteklerin düzeyi var mıdır? Günümüzdeki insanların istekleri ne düzeydedir? Tekâmül için isteklerimiz nasıl olmalıdır?



CEVAP 1: Tekamül; bir yasaya uygun olarak sürekli ve derece derece gerçekleşen değişim anlamına gelmektedir Kemale ulaşmak, evolüsyon olgunlaşma anlamına gelen tekamül kelimesi içerisinde kemal olma meselesi, tekmillik, mükemmellik meselesi güçlü bir şekilde mevcuttur.. Varlıklar kendi tekâmül realitelerinin kemaline ulaşabilirler.

Evrenin bilgisini almak için tekâmül ediyoruz. Her maddi ortam bir tekamül yeridir. Ruhun madde evrenine nüfuz edişi, madde evreni bilgisini alıp uyguladıktan sonra gerçekleşir. Varlıklar ancak kendi tekamül realitelerinin kemaline ulaşabilirler.

İstek, tekamülün temelidir. Ruh bizzat kendi iradesiyle gelişmeyi istemezse hiçbir şey gerçekleşmez. Gelişmeyi, ilerlemeyi, yükselmeyi, giderek daha kapsamlı bir varlık durumuna gelmeyi, varlık bizzat kendisi ister. Zaten bütün farklı yaşamlar insanda bu isteği uyandırır. Yaşam, istek demektir. Eğer istememiş olsaydık başlangıçtan beri bedenlenmezdik. İstemek sorunu yaradılıştan itibaren insanın bütün varlığının temelini oluşturmaktadır. Bizler bir istek üzerine yaratılmışızdır. Yani varlık, Tanrı’nın isteği üzerine yaratılmıştır, çünkü temel olan istektir. Bizim meydana gelişimiz kendiliğinden, tesadüfen değil, şuurlu, amaçlı, bilen, her şeyin hakimi olan bir varlığın, bir gücün isteği ile olmuştur. Yani biz bir isteğiz ve bu yüzden doğal yapımız da istektir.

İstemek, iradeyi kullanmak demektir. İnsan isteyebilen, irade gösterebilen bir varlıktır. İçgüdülerinin, motivasyonlarının dışında kendi kendine isteyebilir ve irade gösterebilir.  İrade olmayınca hareket de olmaz. Hareket ise tekamülün itici gücüdür. Durgun ve statik olmak, tekamülün tümüyle zıttı olan bir durumdur. Her istek bir sorumluluk getirir. İstemek çok önemlidir, çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü: Sebep-Sonuç Yasası uyarınca insan, bir gün muhakkak istekleriyle karşılaşmak mukadderindedir. İsteğin niteliğini seçmek bizim elimizdedir. Tanrımıza ulaşmayı da, kendi egomuzla bütünleşmeyi de isteyebiliriz. Sırf nefsaniyet de kesilebilir (bencilleşebilir), yani şeytanla da birleşilebilir; Tanrı’yı da isteyebiliriz. Bu iki seçenek arasında binlerce seçenek vardır ve varlıklar bu seçenekleri kullanmakta serbest bırakılmıştır.


İstemeden istemeye de fark vardır. Her varlık, içinde bulunduğu tekamül durumuna ve ihtiyaçlarına göre bir takım istekler içindedir. Tekâmül süreci içinde isteklerimiz tatmin olur, arzularımız yerine gelir. Ancak bizim her istediğimiz tekamüle yardım eden istekler de değildir.


Günümüzde tekâmül yolunda hareketimizi sağlayan itici güç, açgözlülük ve bencillikten kaynaklanmaktadır. Çünkü gözümüzü doyurmak ve egomuzu tatmin etmek için her türlü davranışı yapmaya hazırız. Demek ki, isteklerimiz henüz üst bir düzeye çıkmış değildir. Tüm bu dünya istekleri gayet şuursuz, bilgisiz, amaçsız, sorumsuz isteklerdir. O halde “insan-ı kamil” olarak isteklerimizi kontrol etmek zorundayız. İnsanın, isteklerinin hangi amaç doğrultusunda olduğunu, sonuçlarının neler olabileceğini düşünmesi gerekir.


Kendimizi bulmamız, tanımamız için vicdanımızın kabul ettiği, onayladığı, tekamülümüzü hızlandırıcı isteklere yönelmemiz gerekmektedir. Vicdanımız insana doğruyu veren bir mekanizmadır. Bugün insanlığın en çok muhtaç olduğu şey budur; bunun işlenmesi ve bunun geliştirilmesidir.

KAYNAK: Ruhun Evrensel Yolculuğu, Tekamül, Ergün ARIKDAL

Derleyen: Zeynep Candaş

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enkarnasyon Nedir? Dr. Bedri Ruhsalman

Enkarnasyon Nedir? Enkarnasyon ete girmek demektir. Yani ruhların bir beden aracılığı ile belirmesidir. Böyle bir ilişki , ruh ile maddeyi birbirine bağlayacak olan bir aracıya ihtiyaç gösterir ki, buna Perispiri denir. Yani ruh, kendinde saklı olan tesir gücü ile, perispiri aracılığı ile ineceği dünyaların maddelerinden o dünyadaki yoğun bedenini kurar. Kaba madde ile sıkı bir bağlantı demek olan bedenlenme veya enkarnasyon olayı, dolayısı ile serbest irade ve şuurda da bir daralma ve bir nevi kararmaya sebep verir. Tekâmül ihtiyaçlarımızın belirli hale getirdiği bir takım tertipler, sevk edişler himaye ve yardım atmosferi içinde bir hayat mevzu bahistir. Ve dünyada bunlardan kurtulup kaçmak bizim elimizde olmaz. Enkarne olmuş varlık, bütün bu şuurlu tertip ve nizamın mana ve maksadından habersiz olarak bazı merhaleleri aşmak ve bir kısım yetenekleri geliştirme olanaklarına sahip olur. İstenilende zaten budur. Üstad isimli bedensiz bir dostumuz şöyle demektedir. 

Sembolizm Dersleri -6 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir.  Örneğin: (6=1x2x3=1+2+3) 2 ile 3' ün, bu kez, çarpımlarıyla oluşuyor. Altı sayısı GRAFİK SEMBOLİZM ’ de bir altıgen ve onun yarattığı attı köşeli yıldızla özdeştirilmektedir. Salamon’un mührü veya David’in kalkanı denilen ve bugün İsrail’in ulusal amblemi olan bu yıldız, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşuyor ve SU ile ATEŞ arasındaki dengeyi işaret ediyor. Diğer bir deyişle birbirinin karşıtı iki şeyi birleştiren bir şekil olduğu gibi, dikine duran üçgenin ayna görevini yapan su üzerindeki ters görünümü yansıtıyor. Salomon’un mührü şeklinde görülebileceği gibi, tepe noktası yukarıda olan üçgen, Hıristiyan ikonografisinde İsa’nn tanrısal karakterini betimlemektedir. Tepe noktası aşağıda olan üçgen ise bu karakterin O’NUN fiziki ve insancıl görünümünde yansıdığını hatırlatır gibidir... Sembolizm Dersleri 6 6, diğer çift sayılar gibi, Ay’ın çe

Sembolizm Dersleri -9 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

DOKUZ (9) Basit sayıların sonuncusu olan dokuz, üç' ün karesi olduğundan, onun niteliklerini de taşıyor. Mitolojide varlığına inanılan gök, yer yüzü ve yeraltı dünyalarının tümünü simgeleyen bir sayı olmuştur. Sayılar dizisinin sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığını ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayının olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler. Mason sembolizmine göre, (9) rakamı grafik olarak aşağıya doğru, yani maddesel bir filizlenmeyi, (6) ise bunun tam tersine, yukarıya yönelik olduğundan, ruhani (tinsel) bir filizlenmeyi simgelemektedir. Doğum olayı için de bu görüşü değerlendirirsek, dokuz sayısının, yedinci aydan itibaren aşağı yukarı şekillenmiş olan fetüs (cenin) ün tam anlamıyla belirgin hale gelmesi için gerekli olan sürenin karşılığı olduğunu görürüz. Gerçekte fetüs’ün rahimdeki pozisyonu (9) rakamına benzemektedir. Altı ise in

Ruh ve Beden İlişkisi Nasıl Olmaktadır?

Ruh bir madde ile iştirak eder. Beden denilen şuurlu madde halini husule getirir. Ondan sonra ruh artık tamamen o bedenin şartlarına bağlanır. Ve o şartlar içinde, organik faaliyetlerinden başka, ruhi ve manevi denilen bütün halleri beyne ve asabi cümleye (sinir sistemi), yani beynin ve asabi cümlenin imkan ve kabiliyetlerine bağlı bulunur. Ruh, madde ile iştirak eder. Şuurlu maddeyi, yani varlığı kurar. Varlık da kendi ruhunun ve yardımcı varlıkların faaliyetleriyle kaba maddelerden kendisine ayrıca bir beden yapar. Ve bu beden vasıtasıyla maddelere tesir eder. Kullandığı kaba maddelerle de kendi haricindeki diğer bedenlere tesir etmek suretiyle maşeri plana adımını atar. Ve hidrojen aleminin varlık safhasındaki tekamülü de bu andan itibaren yürümeye başlar. Ruh ve Beden İlişkisi  Ruha hizmet eden varlık hemen bedeni vasıtasıyla etrafındaki kaba maddelere ve bedenlere tesir ederek ruhun bu yeni ihtiyaçları karşısında lüzumlu hadiselerin meydana gelmesine sebep olur. İy

Eş Zamanlılık

Eş zamanlılık, aynı zamanda eş anlılık, senkroni, senkronizm   olarak ta kullanılır.   Anlamlı, aynı veya benzer kavramı içeren, fakat   nedensel bağlantısı olmayan iki yada daha çok olayın eş zamanlı oluşumudur. Bunu hepimiz yaşantımızda zaman zaman gözlemişizdir. Tam uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızı düşünürken, telefon çalar, arayan o arkadaşınızdır. Aklınızdaki bir sorunun cevabı, otobüste yanınızda oturan kişinin okuduğu dergide bir başlıktır. Tam iş değiştirmeyi düşünürken gelen bir teklif size çok daha uygun, kendinizi gerçekleştirebileceğiniz iş olanaklarını size sunar. Eşzamanlılık nedensellikten farklıdır. Nedensellik, sonuç aracılığı ile sabit bağlantı içerdiği halde, eş zamanlılık, uyum, denklik veya anlam aracılığı ile sabit olmayan bağlantı içerir. Eşzamanlılık, sürekli bir dünya dokusu oluşturmak için, birbiri ile ilişkisiz olayların birbirine örüldüğü bir kozmozu işaret eder. Eş zamanlı olayların bazı özellikleri vardır. Öncelikl