"Neden sevmiyoruz?" sorusunun cevabını kısaca şöyle verebiliriz: İnsanlar genellikle sevgisizliği yaşamaktadırlar, kimsenin kendisini sevmediğini zannederek kendileri de başkalarnı sevmezler. Bu şekilde, sevilmemeyi telafi ederler yani "Beni sevmezlerse ben de onları sevmem," tarzında tepki gösterip tamamen zıt duyguyla kendi içlerinde bir dengeye gelirler. Telafi mekanizması böyle bir düşünce olarak bu tarzda ortaya çıkar ama bu telafi mekanizması zihin seviyesini aştığında fiili hale geçer; kısacası o noktada artık sevgisizlik bir nefret hissi şeklinde tam bir boşalma haline geçer. Sevginin sevgiyi, nefretin nefreti çekmesinden söz etmeden önce, daha önce de sık sık ele aldığımız imajinasyondan yani insan ruhunun en yüksek, en mükemmel melekelerinden biri olan tahayyül melekesinden kısaca söz etmemiz gerekir. İmajinasyon melekesi hiçbir maddesel dayanağa sahip değildir; maddesel bir izahı yoktur ayrıca maddesel tarifler ve anlayışlar içerisin...
Kuruluş 1990