Dünyaya niye geldiğimizin basit, en radikal açıklaması, maddesel yaşamı öğrenmek ve duyuları geliştirmektir . Bir taraftan duyuları geliştiriyor, diğer taraftan da o duyulara hâkim olmayı öğreniyoruz. Yani maddesel bir dünyada maddesel tecrübeler geçirirken duyularımızı geliştiriyoruz. Hayatımız hep bunlarla geçmiyor mu? Sevgi, en önem verdiğimiz şeydir. Bunun karşısında nefretten, samimiyetsizlikten hiç hoşlanmıyoruz. Bunlarla karşılaştığımız vakit üzülüyoruz. Merhamet, şefkat, himaye, adalet istiyoruz. Yaşamda, dikkat edilirse hep duygusal değerler ön plâna çıkıyor. Bu duyguları geliştirmemiz lâzım. Bunları istemek, beni sev, demek yeterli değildir. Önce seveceksin, sonra başkasının seni sevmesini bekleyeceksin. Hatta bekleme de gerekmez, " Sen onu seversen, o da seni sever ". İlk etkiyi bizim yollamamız gerekir. Bu yürekliliği, bu cesareti göstermek lâzımdır. Sevgi göstermek hediye vermekle, anneler veya babalar günüyle olmaz. Bunlar materyalist uygulamalardır. Se...
Kuruluş 1990