Ana içeriğe atla

Kayıtlar

arıkdal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Makul Vicdan ve Vazife -Ergün Arıkdal

Acaba bizim vicdanımız gerçekte nasıl çalışıyor, baskısız mı çalışıyor, hür müdür?   Nasıl çalışıyordan maksadım bu! Yani niceliğini değil niteliğini soruyorum. Hür müdür, tam bağımsız mıdır? Hiçbir etki ve baskı altında kalmadan! Hiçbir baskı ve etki altında kalmadan mı ifade etmek istenileni ifade ediyor? yoksa kontrol altında mıdır? Yani vicdanımızın sesini biz duyuyor muyuz? Diyelim ki duyuyoruz! Nasıl duyuyoruz, bütünüyle mi duyuyoruz, süzgeçten geçirerek mi duyuyoruz, söylemek istediği şeylerin bir kısmını anlıyor bir kısmını anlamıyor muyuz vs. Gibi böyle birtakım ayrıntılara girmemiz mümkündür ve bunu her insan kendisi zaman zaman yapar.  Tam ağzını açmışken “sus” mu diyorsunuz, “konuşma” ..Tam fırlayacakken İsrafil’in Sur'un üflemesi gibi - “Dur !” diyorsun “Çek şunu ya.. Boş ver şimdi”.., Ego daha hakim, nefs daha hakim. Hemen boynunu büküveriyor “Sen geç bu tarafa, öyle şey yok!” bunu mu yapıyoruz? Ya da nazikane bir şekilde duyuyoruz vicdanı...

Duygusallık, manevî bünyemizi kemiren zararlı bir kurt­tur

... Duygusallık yenilmelidir..Çünkü; • Duygusallık, manevî bünyemizi kemiren zararlı bir kurt­tur. • Yüreği parçalanmak, gözleri yaşarmak, şairlik hülyaları kurmak duygululuk değildir. • Ne gariptir ki, insan, duygusallığıyla övünür. Oysa in­san, aklî davranış ve objektif müşahedeleriyle şuursal ve ruhsal bir gelişme gösterir. • Tekâmül, duygusallığa hâkim olmaktır. • Duygusallıktan kurtulursak, her şeyi "teklik" içinde gö­rebiliriz. • Gerçek özgürlük, duygusallık yenilerek kazanılır. • Objektif bilgiye duygusallık yenilmeden ulaşılamaz. Duygusal hâlde yaşamak tekâmülle alâkalı bir şey de­ğildir. Bunun üzerine sıçrama yapıldığı vakit, bir ruhsal gelişmeden söz etmemiz mümkündür. Ergün Arıkdal