Ana içeriğe atla

TÜRKİYE' DE DEĞİŞİM HAZIRLIKLARI -1.Bölüm


(1.Bölüm)
Büyük bir değişim devresine girdik, giriyoruz. Kendi ülkemizde ve başka ülkelerde, insanlıkta, çeşitli şekillerde bunların tezahürleri ile karşı karşıyayız. Hele ülkemiz daha çok başkalaşmak kaderiyle yükümlü olan bir durumdadır. Çünkü biz dünya milletleri için çok lüzumlu olan birtakım vazifeleri, birtakım icapları yerine getirmekle mükellef bir toplumuz. Asırlarca, binlerce yıldan beri kozmik bir göreve hazırlanmışız ve hazırlanmaktayız. Fakat bu hazırlık içerisinde; başkalarının tahammül edemeyeceği ağır imtihanları vererek ve bundan sonra da vererek, vermiş olarak geldik, vererek devam edeceğimiz bir ortam içerisindeyiz. Oldukça ıstıraplı, oldukça karmaşık bir takım yollardan geçmek zorundayız.
Bu bakımdan, aziz kardeşlerim artık sadece, kendinizin sınırları içerisinde kalmayın. Kendi varlığınızın, kendi bedeninizin, kendi şuur düzeyinizin, kendi anlayışınızın, kendi evceğinizin, kendi şu kadar metrekarelik alanınızın içerisinde kalmayın. O kadar metrekarelik alanın artık sizin değil de hepimizin alanı vaziyetinde olduğunu düşüneceksiniz. Türkiye'de olan, dünyada olan her şeyden çok dolaylı bir şekilde kaos teoremine uygun olarak bir kelebek etkisi gibi sorumlu olduğumuzu, her düşüncenin arkasında daha henüz anlaşılmamış, bilinmeyen bir takım saiklerin, uyarıcı güçlerin mevcut olduğunu; görünenin arkasında görünmeyenlerin mevcut olduğunu çok iyi anlamak zorundayız. Özellikle şu sıralarda memleketimizde ve dünyada olan olayların; bize karşı, ülkemize karşı olan olayların görünen kısmından ziyade görünmeyen kısmı ile ilgilenmemiz gerekir. Görünen kısmı malumdur. Bunlar işte medyanın diline pelesenk olmuş işlerdir: "şunun düşmanlığı, onun bilmem ne yapması, onun tahriki, çekemezliği, şuna şunu yapmak istiyorlar, bunu şunu yapmak istiyorlar" gibi. Ama maksat onların söylediği, onların anlatmaya çalıştığı şey değildir. Buradaki hedef asıl; bu Anadolu Halkı'nın bütünü ile meydana getirilmesi istenen çok büyük bir birliğin, çok büyük bir ahengin, tam manasıyla ortaya çıkması gereken bir ortak alan enerjisinin ortaya çıkmasıdır. Ortak alan enerjisinin teşekkül edebilmesi için, çeşitli yöntemler kullanılmak suretiyle, bu topluluğun halkı sürekli bir şekilde motive edilmektedir. Bunu hatırdan çıkartmayalım ve hiçbir şekilde bu motivasyonun negatif yönleriyle ilgilenmeyelim. Her uyarının, motivasyonun arkasındaki pozitif değerleri görmeye çalışmamız lazım. Bir takım olaylar olabilir, muhakkak suretle bunların arkasında menfi bir şeyler aramamız manasızdır. Asıl mânâ yani işin olacak tarafı, bunların burada yaşamakta olan, enkarne olmuş varlıklar olarak gerçek ruhsal dünyaya karşı görevlerimizin yerine getirilmesi hususunda yapılan birtakım hazırlıklar olduğunu hiç unutmayalım. Bu sözlerimi ruhsal kültüre, sezgiye sahip olan arkadaşlarımız gayet iyi anlarlar.
Ergün ARIKDAL
Anadolu Misyonu
Sf: 105-106

 TÜRKİYE' DE DEĞİŞİM HAZIRLIKLARI


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enkarnasyon Nedir? Dr. Bedri Ruhsalman

Enkarnasyon Nedir? Enkarnasyon ete girmek demektir. Yani ruhların bir beden aracılığı ile belirmesidir. Böyle bir ilişki , ruh ile maddeyi birbirine bağlayacak olan bir aracıya ihtiyaç gösterir ki, buna Perispiri denir. Yani ruh, kendinde saklı olan tesir gücü ile, perispiri aracılığı ile ineceği dünyaların maddelerinden o dünyadaki yoğun bedenini kurar. Kaba madde ile sıkı bir bağlantı demek olan bedenlenme veya enkarnasyon olayı, dolayısı ile serbest irade ve şuurda da bir daralma ve bir nevi kararmaya sebep verir. Tekâmül ihtiyaçlarımızın belirli hale getirdiği bir takım tertipler, sevk edişler himaye ve yardım atmosferi içinde bir hayat mevzu bahistir. Ve dünyada bunlardan kurtulup kaçmak bizim elimizde olmaz. Enkarne olmuş varlık, bütün bu şuurlu tertip ve nizamın mana ve maksadından habersiz olarak bazı merhaleleri aşmak ve bir kısım yetenekleri geliştirme olanaklarına sahip olur. İstenilende zaten budur. Üstad isimli bedensiz bir dostumuz şöyle demektedir. 

Sembolizm Dersleri -6 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir.  Örneğin: (6=1x2x3=1+2+3) 2 ile 3' ün, bu kez, çarpımlarıyla oluşuyor. Altı sayısı GRAFİK SEMBOLİZM ’ de bir altıgen ve onun yarattığı attı köşeli yıldızla özdeştirilmektedir. Salamon’un mührü veya David’in kalkanı denilen ve bugün İsrail’in ulusal amblemi olan bu yıldız, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşuyor ve SU ile ATEŞ arasındaki dengeyi işaret ediyor. Diğer bir deyişle birbirinin karşıtı iki şeyi birleştiren bir şekil olduğu gibi, dikine duran üçgenin ayna görevini yapan su üzerindeki ters görünümü yansıtıyor. Salomon’un mührü şeklinde görülebileceği gibi, tepe noktası yukarıda olan üçgen, Hıristiyan ikonografisinde İsa’nn tanrısal karakterini betimlemektedir. Tepe noktası aşağıda olan üçgen ise bu karakterin O’NUN fiziki ve insancıl görünümünde yansıdığını hatırlatır gibidir... Sembolizm Dersleri 6 6, diğer çift sayılar gibi, Ay’ın çe

Sembolizm Dersleri -9 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

DOKUZ (9) Basit sayıların sonuncusu olan dokuz, üç' ün karesi olduğundan, onun niteliklerini de taşıyor. Mitolojide varlığına inanılan gök, yer yüzü ve yeraltı dünyalarının tümünü simgeleyen bir sayı olmuştur. Sayılar dizisinin sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığını ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayının olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler. Mason sembolizmine göre, (9) rakamı grafik olarak aşağıya doğru, yani maddesel bir filizlenmeyi, (6) ise bunun tam tersine, yukarıya yönelik olduğundan, ruhani (tinsel) bir filizlenmeyi simgelemektedir. Doğum olayı için de bu görüşü değerlendirirsek, dokuz sayısının, yedinci aydan itibaren aşağı yukarı şekillenmiş olan fetüs (cenin) ün tam anlamıyla belirgin hale gelmesi için gerekli olan sürenin karşılığı olduğunu görürüz. Gerçekte fetüs’ün rahimdeki pozisyonu (9) rakamına benzemektedir. Altı ise in

Ruh ve Beden İlişkisi Nasıl Olmaktadır?

Ruh bir madde ile iştirak eder. Beden denilen şuurlu madde halini husule getirir. Ondan sonra ruh artık tamamen o bedenin şartlarına bağlanır. Ve o şartlar içinde, organik faaliyetlerinden başka, ruhi ve manevi denilen bütün halleri beyne ve asabi cümleye (sinir sistemi), yani beynin ve asabi cümlenin imkan ve kabiliyetlerine bağlı bulunur. Ruh, madde ile iştirak eder. Şuurlu maddeyi, yani varlığı kurar. Varlık da kendi ruhunun ve yardımcı varlıkların faaliyetleriyle kaba maddelerden kendisine ayrıca bir beden yapar. Ve bu beden vasıtasıyla maddelere tesir eder. Kullandığı kaba maddelerle de kendi haricindeki diğer bedenlere tesir etmek suretiyle maşeri plana adımını atar. Ve hidrojen aleminin varlık safhasındaki tekamülü de bu andan itibaren yürümeye başlar. Ruh ve Beden İlişkisi  Ruha hizmet eden varlık hemen bedeni vasıtasıyla etrafındaki kaba maddelere ve bedenlere tesir ederek ruhun bu yeni ihtiyaçları karşısında lüzumlu hadiselerin meydana gelmesine sebep olur. İy

Eş Zamanlılık

Eş zamanlılık, aynı zamanda eş anlılık, senkroni, senkronizm   olarak ta kullanılır.   Anlamlı, aynı veya benzer kavramı içeren, fakat   nedensel bağlantısı olmayan iki yada daha çok olayın eş zamanlı oluşumudur. Bunu hepimiz yaşantımızda zaman zaman gözlemişizdir. Tam uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızı düşünürken, telefon çalar, arayan o arkadaşınızdır. Aklınızdaki bir sorunun cevabı, otobüste yanınızda oturan kişinin okuduğu dergide bir başlıktır. Tam iş değiştirmeyi düşünürken gelen bir teklif size çok daha uygun, kendinizi gerçekleştirebileceğiniz iş olanaklarını size sunar. Eşzamanlılık nedensellikten farklıdır. Nedensellik, sonuç aracılığı ile sabit bağlantı içerdiği halde, eş zamanlılık, uyum, denklik veya anlam aracılığı ile sabit olmayan bağlantı içerir. Eşzamanlılık, sürekli bir dünya dokusu oluşturmak için, birbiri ile ilişkisiz olayların birbirine örüldüğü bir kozmozu işaret eder. Eş zamanlı olayların bazı özellikleri vardır. Öncelikl