Yeryüzünde mesaj alınıp mesaj verilen dönem çok eskidir, milyonlarca sene öncesine dayanır. Bu insanlığın en büyük dönüm noktasıdır. O ana gelinceye dek insanlık direkt kelamla ilişkide olmamıştır. İşte o andan itibaren Yüksek İdareci Mekanizma, birçok düşünceyi ve evrim hamlesi yaptıracak bilgiyi direkt kelamlar halinde vermiştir. Bunları alanlar çeşitli kategorilerdeki medyumlardır. Yeryüzünde şimdiye kadar üç türlü mesaj alınmıştır.
1- Şuuraltına zerk edilmiş mesajlar. Bu şuuraltı, yeryüzüne görevle inen varlıklardaki içeriktir.
2- Geçmiş hayatları güçlü izlenim, gözlem ve bilgiyle dolu varlıkların kışkırtmasıyla verilen mesajlar.
3- Kademeli şekilde inen direkt vahiyler. Ve yeryüzünün nasibi de budur!
Medyum denen araç herhangi bir araç değildir. O, bir zaman ve mekanda bir mürşittir, diğer zaman ve mekanda bir alimdir, bir diğerinde peygamberdir ve şimdi de sıradan insan kimliğinde bir kişidir. Her kademe belirli bir renk, yoğunluk ve titreşim içindedir. Eğer medyumda bu kademelere ait renk, yoğunluk ve titreşim unsurları mevcut değilse, o kademeyle asla yakınlık peyda edemez. Alt planlarda renk önemlidir, daha yükseklerde yoğunluk, daha yükseklerde ise tesir ve titreşim birinci planda gelir.
Her zihin, içeriği itibariyle psişik bir alanla çevrelenmiştir. Bu ayrıca o zihnin daha çok sayıda antenleri var demektir. Zihni düzeyin yüksekliği, psişik tesir alanının daha kapsamlı, dolayısıyla anten sayısının daha fazla olmasına yol açar. Bir zihni düzey, içeriği itibariyle sizlerin akademik olarak kabul ettiğiniz içerikler değildir. Bu düzey liyakatin sonucunda oluşan bir haldir. Dağ başındaki çoban liyakat sahibiyse, elbette araçlık edecektir, şüpheniz olmasın!
Celse: 35 Kademe: 4 Tarih: 20. 2. 1964
Sadıklar Plânı Celseleri
Yorumlar
Yorum Gönder