Paranormal fenomenlerle ilgili, daha
önce yapılan birçok yorumlamada üstü kapalı olarak söz konusu edilmiş
olan ruhçu fikir, 1848'de birdenbire, dikkate değer bir hareket olarak
ortaya çıktı (S. Brown, 1972; G.K. Nelson, 1969; Podmore, 1902/1963). Spiritüalizm,
bütün Birleşik Devletler ve Batı Avrupa'da hızla yayılan bir moda
haline geldi. Ateşli savunuculara ve coşkulu bir kabullenmeye olduğu
kadar, küçümsemelere ve şiddetli tartışmalara da yol açtı. Oldukça tesadüfi olarak, bilim adamları ve başka aydınların
ciddi ilgisini uyandırdı ve böylece psişik araştırmaların ortaya
çıkmasına neden oldu.
Spiritüalist hareketin tarihi gelişimi
İnsanlarla ilgili olaylarda çeşitli
ruhların işe karışmasıyla ilgili eski inanca rağmen, ölmüş bulunan kişilerin
ruhlarıyla bağlantıya geçme fikri Avrupa'da
ancak Immanuel Swedenborg'un (1688-1772) öğretileriyle
ortaya çıktı. Bu kişi, durugörü yeteneğini geliştirmiş, aynı zamanda
ruhlarla iletişime dair birçok deneyimini rapor etmiş olan İsveçli
saygın bir bilgindi. Podmore (1902/1963, c. 1, s. 76) 1787'de Stockholm'de
küçük bir Swedenborgcu (Swedenborg'ün öğretisini benimseyen) topluluğunun
üyeleri tarafından yapılan ve transa girmiş bulunan bir medyomun
sesi aracılığıyla, ölmüş olan akrabaların "konuştuğu" deneylerin
kayıtlarından bahseder. Bunlar, ileride spiritüalizmin temel uygulaması
haline gelecek olan bir olayın, muhtemelen
en eski kayıtlarıdır.
Mesmer ve ötekilerin natüralist öğretileri
Avrupa'daki anlayışa egemen olmasına rağmen, ruhçu yorumlar ve medyomsal
uygulamalar on dokuzuncu yüzyılın başlarında Almanya'da çok yaygın
duruma geldi ve yüzyılın yarısından önce bu türden birkaç deneyci
Fransa'da da ortaya çıktı. Bu kişilerin bütün deneyleri mesmerik uyurgezerliğe, yani deneyci tarafından oluşturulan
derin ipnotik duruma dayanıyordu. Medyomun, kendi isteği ile
"transa girmesi" durumu daha sonra ortaya çıktı.
1800'lerin ortasındaki Amerikan toplumu,
yeni öğretiler ve felsefelerin yayılması için verimli bir araç durumundaydı.
Demokratik anlayış ve Eski Dünya'nın kültüründen coğrafik yönden
izole edilmiş olması, birçok insanın ancak sınırlı bir eğitim görmüş
olması durumuyla da birleşince, eski geleneklerin etkisini
azalttı ve sosyal ve dinsel yeni tecrübeleri yüreklendirdi. Mesmerizm,
frenoloji (insanın kafatasını inceleyerek karakterini ve yeteneklerini
okuma sanatı) ve birleşik uygulamalar kültür içinde
kendi yollarını buldular ve özellikle yenilikçi yollarla kendilerini ifade
ettiler. Gezici mesmeristler, seyircilerini somnambülistik
gösterilerle şaşırttılar, durugörü medyomları hastalıklara
tanı koydular ya da bir kısmı sonradan yayınlanmış olan tebliğler verdiler.
Bu garip edebi yazıların en dikkat çekici
olanları, New York, Poughkeepsieli genç bir kahin olan Andrew Jackson
Davis tarafından yayınlanmıştı. İlk ciddi çalışması The Principles
of Nature (Doğanın İlkeleri) (A.J. Davis, 1847), öyle coşkulu bir istekle
karşılandı ki, 30 yıldan daha az bir zamanda 34 baskı yaptı. Davis'in
çalışması, büyük oranda Swedenborg'un öğretilerinden esinlenmişti.
Birçok hataları olmasına rağmen, halkta, ruhsal bağlantılarla ilgili
kanıtlara karşı büyük bir istek oluşturdu.
Fox kızkardeşler
Kanıtların ortaya çıkması için fazla
beklemek gerekmedi. Mart 1848'de New York, Hydesville köyündeki John
D. Fox ailesi, esrarengiz darbe sesleri duymaya başladılar. Darbeler
yatak odasında ortaya çıkıyor ve sanki sandalyelerden, karyolalardan
ve öteki yerlerden geliyordu. Darbeler, ailenin küçük kızları Kate
ve Margaretta ile ilgili gibi görünüyorlardı. Bir
süre sonra kızlar, ellerini çırptıkları ya da parmaklarını şaklattıkları
zaman, darbelerin karşılık verdiğini keşfettiler. Böylece, darbeleri
çıkaran kaynağa soru sormaya başladılar. İki darbe "evet",
sessizlik ise "hayır" anlamına geliyordu. Birkaç hafta sonra
aile, Rochester'deki bir akrabalarına gitti. Fakat darbeler orada
da duyulmaya devam etti. Kızlar, alfabedeki harfleri sırayla söyleyerek
ve darbelerin karşılık verdiği harfleri tespit ederek, bir tür iletişim
kurmayı başardılar ve mesajlar almaya başladılar. Bu olaylar, artan sayıda ruhun dünyadaki arkadaşları ve
akrabalarıyla görüşmek istediğini açığa çıkardı. Bu celselere katılan
birçok kişi, daha sonra, kendilerinin de darbeler yoluyla böyle
bağlantılar kurabildiklerini keşfettiler. Bu olaylar hakkında Kasım
1849'da yapılan bir konferans, bir dizi bilimsel heyetin Fox'ları
araştırmalarına neden olduysa da bu heyetlerin hiç biri, darbelere
bir açıklama getiremedi. Fakat bu hadiseler büyük bir ilgi uyandırdı
ve spiritüalizm öğretisi böylece yayılmaya başladı.
Acaba bütün bu garip olaylar, sahtekarlık
üzerine mi kurulmuştu? En çok tutulan açıklama, kızların darbeleri
diz ya da ayak parmağı eklemleriyle meydana getirdikleri şeklindeydi.
Üç doktor tarafından yürütülen bir araştırma bu teorinin doğruluğunu
kanıtlar gibi göründü. Kızların bir akrabası da, Kate'in bu hileyi
nasıl yaptığını kendisine gösterdiğini söyledi (Podmore,
1902/1963, c. 1, s. 184). Kırk yıl sonra Kate ve Margaretta hile yaptıklarını
herkesin önünde itiraf ettiler, fakat daha sonra itiraflarını geri
aldılar. Birçok tanık ise, darbelerin eklemlerle çıkarılamayacak
kadar yüksek seste ve hızlı olduklarını iddia etti. Dahası, kişisel
sorulara verilen doğru yanıtlar soruyu soranlara yönelik yoğun bir dikkatin
sonucu olabilmesine rağmen, tüm tanıkların gözü kapalı inananlar olduğu
söylenemezdi. Bir keresinde, E.W. Capron, bir sepetten, saymadan bir
avuç dolusu istiridye kabuğu almış ve iki denemede de darbeler doğru
sayıyı bildirmişti (Gauld, 1968, s. 8).
Hareket büyüyor
Yeni öğreti birçok yandaş buldu ve bütün
ülkede hızla yayıldı. Darbeleri ve diğer fenomenleri oluşturmak
öyle yaygın bir duruma geldi ki, her samimi grupta bir ya da daha fazla
kişi bu tür medyomluğu sergilemeye başladı. Böylece bu akım,
uygulamacı azlığı nedeniyle gücünden kaybetmek durumunu yaşamadı. Bu kişilerin
çoğu, daha sonra profesyonel oldular, müşterilerine istedikleri türden
iletişimleri sağladılar ve ücret aldılar.
Talep, arzı harekete geçirdi; olaylar giderek
çoğaldı. Darbeli konuşma*, otomatik yazı*, trans altında "ruhun
diliyle" konuşma, durugörüyle hastalıklara tanı koymak gibi faaliyetler
sıradan olaylar haline geldi. Bazen fantom (hayalet) eller ya da bütün
vücutlar gözlemlendi. Olağanüstü fiziksel olaylar, darbelerden masaların
ve başka nesnelerin hareketlerine, hatta medyomun levitasyonuna*
(havalanmasına), "doğrudan ses"* olaylarına, taş levha üzerine
yapılan "ruhsal (doğrudan) yazı"*lara ve uzak yerlerdeki
nesnelerin, seans odasında peydah olmalarına yani "aporlara"*
kadar gelişim gösterdi. Fotoğraf sanatı yaygın duruma geldikçe, bazı
medyomlar, müşterilerinin fotoğraflarında, ruhsal görüntülere
rastlamaya başladılar (Carrington, 1907/1920).
Spiritüalizm, İngiltere'de hemen rağbet
görmedi, fakat Amerika'daki gelişmeler, Avrupa'da bir "darbeli
konuşma" modasının ortaya çıkmasına neden oldu, ki bu moda,
1863'lerde İngiltere'ye de sıçradı. Masalardaki darbeleri oluşturmak
için, küçük bir masanın etrafına oturuluyor ve eller masanın üzerine
hafifçe yerleştiriliyordu. Sorulara, masanın sallanma hareketleri
ile yanıt alınıyordu. Ünlü bilim adamı Michael Faraday ise, masaya
oturan kişilerin ellerinini balmumuyla kaplanmış mukavva tabakalarına
oturtulan küçük, tahtadan bir platforma yerleştirtmiş ve mukavvalarda
oluşan kaymanın yönünü incelediğinde, önce masanın değil, her zaman
platformun hareket ettiğini görmüştü. Böylece hareketin gizemli
bir dış etken tarafından değil, şuurdışı bir kas hareketi tarafından
oluşturulduğunu kanıtlamıştı. Fakat hiçbir şeyden yılmayan spiritüalistler,
masanın üzerine kağıt serip, hareketli bir platforma bir kalem bağladılar. Böylece,
planşet ortaya çıktı, yani vi-ya tahtasının (ouija board) atası.
D.D.Home: medyomlar ve bilim adamları
İngiltere'de darbeli konuşma modasıyla
spiritüalizme karşı gelişen büyük ilgi, kısa bir süre sonra azalmaya
başladı, fakat 1859'daki iki farklı olay, öğretinin geniş ve istikrarlı
bir şekilde yeniden canlanmasına yol açtı. Darwin'in Türlerin Kökeni
adlı kitabının yayınlanması ve yol açtığı tartışmalar, insanoğlundaki
ilahi niteliğe olan yaygın inanca meydan okuyan natüralist eğilimi doruğa
ulaştırdı ve birçok insanın kafasını karıştırdı. İşte bazılarına
göre, insan kişiliğinin ölümden sonra yaşamaya devam eden ruhsal
yanının kesin bir kanıtı, yani spiritüalist iddia, bu meydan okumaya
karşı koyabilme olanağını veriyordu.
Başka bir önemli olay, ünlü Amerikalı
medyom Daniel Dunglas Home'un İngiltere'ye gelmesiydi (Beloff, 1977,
s. 7; J. Burton, 1948). Home bazen yazarak ya da trans halinde mesajlar
vermiş olsa bile, öncelikle bir fiziksel medyomdu*. Şaşırtıcı bir
çeşitlilikte paranormal fiziksel etkiler meydana getiriyordu.
Aslında, bir sahne sihirbazının içinde ruhsal etkinin iması çok zayıf olan
repertuarına benzer bir repertuarı vardı. Birçok zeki ve güvenilir tanığın
önünde, masalar hareket etmiş ya da kimse dokunmadan levite olmuş (yerden yükselmiş), bir akordiyon havada süzülerek
esrarengiz bir müzik çalmış, Home'un kendisi bile havalanmıştı . Kor halindeki kömürleri zarar görmeden tutabiliyor,
bir tartının göstergesini dokunmadan etkileyebiliyor, bir
kalemin ruhsal mesajlar yazmasına neden olabiliyordu. Asla ücret almamış,
sadece onu konuk edenlerin desteğini almıştı. Hile yaparken yakalandığını
gösteren hiçbir kanıt yoktur.
Gerçek ya da değil, Home'un
sergiledikleri geniş bir ilgi uyandırdı. Fakat aynı zamanda sahtekarları
da yüreklendirdi. Bu yüzden celseleri yönetenler, ruhlardan
sözel mesajlar kadar, paranormal fiziksel etkiler (telekinezi*)
de sergilemelerini istemeye başladılar. Bu tür iddialar bilim
adamlarının, gözbağcıların ve ruhsal bağlantılarla ilgili beyanlara
pek önem vermemiş olan başka eleştirmenlerin ilgisini uyandırdı. Böylece
medyomsal gösteriler yapanların artan cüretkarlığı, araştırmacıların
artan ilgisiyle karşılandı. Bu durum, birkaç yıl içinde bir grup sahte
fiziksel medyomun türemesi ve geriye kalanların da güvenilirliğinde
belirgin bir azalmanın ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Fakat hem spiritüalistler,
hem de başka araştırmacılar, büyük oranda güvenilmez duruma gelen fiziksel
fenomenlerle, rasyonel açıklamaya meydan okumaya devam eden paranormal
bağlantıların gerçek kanıtlarını ayırt etmeye başladılar.
Spiritüalistlerin, her türden olağanüstü
olayı ruhlara bağlamak alışkanlığından dolayı, o zamana kadar birbiriyle
ilişkili olduğu düşünülmeyen bazı paranormal fenomenler, spiritüalizm
sayesinde, bir- araya getirildi. Medyomsal bağlantılar ve telekinezi,
düşünce aktarımı, posesyon*, tekinsizlik* ve poltergeist* olayları,
otomatizma*, psikometri* ve bazı ipnotik etkiler, hepsi aynı kategoriye
sokuldu. Paranormal fenomenleri, bu şekilde, temelde hatalı olsa
bile, az da olsa rasyonel bir sistemin unsurları olarak düzenlemekle,
spiritüalizm, bir sonraki adım için gerekli olan yolu hazırlamış oldu;
yani bu iddiaların ciddi ve bilimsel bir şekilde araştırılması. Fakat
aynı zamanda ilk araştırmacılarda, kaçınılmaz olarak, kuvvetli bir spiritist eğilim de yaratmıştı.
Kaynak: PARAPSİKOLOJİNİN ESASLARI