Ana içeriğe atla

"İnsan uyumaktadır" sözüyle ne demek istemiştir?


Ouspesky "İnsan uyumaktadır" sözüyle ne demek istemiştir? Uyanmak/şuurlanmak ne demektir? Bu mümkün müdür?

Cevaplar:

·         “İnsan uyumaktadır” →Ouspesky’e göre: “uyku fikrinde yeni olan bir şey yoktur. Aşağı yukarı dünyanın yaradılışından beri, inşalara uykuda oldukları ve uyanmaları gerektiği söylenmiştir. İnsan, derin bir şekilde uyuduğu ve tamamen düşler içinde bulunduğu sürece, uykuda olduğu gerçeği hakkında dahi düşünemez. Uykuda bulunduğunu düşünseydi uyanırdı. Bundan böyle her şey olduğu gibi devam etmektedir. Ve insanlar, bu uyku yüzünden neler kaybettikleri hakkında en küçük bir fikir sahibi bile değildirler. Halen söylemiş olduğum gibi, bu düzenin içinde, yani doğanın onu yarattığı durumda bulunmakla insan, sübjektif şuurlu bir hale gelebilir. O, böyle yaratılmış, böyle doğmuştur. Fakat, uyumakta olan insanlar arasında doğmuştur ve tabi ki, kendisi hakkında şuurlanmaya başlaması gerektiği tam o anda onların arasında uykuya dalar.

Çoğu kez, insan, henüz daha çocukken uyanma imkanını kaybeder; bütün hayatını uykuda geçirir ve uykuda ölür. Dahası, birçok insan, fizik bedeninin ölümünden çok önce ölür.

Kaynak: İnsanın Gerçeği “Kendini Bilmek” P. D. OUSPENSKY kitabı

“İnsan uyumaktadır” → Ergün Arıkdal’ın Yorumu: Yeryüzünde uyanmak esas değildir; agâh olmak esastır. Uyanık olmak iyi bir şeydir. Ama insan o yaşamı içerisinde şuurlu bazı şeyler yapmak, birtakım güçleri ve imkanları kullanmak ihtiyacında olmayabilir. Zaten sufileri ‘istidat’ (yetenek) sözünü kullanmalarının en büyük maksadı budur. Yani o dünyaya hazır gelmelidir. Herkes tekâmül edemez fikri buradan çıkıyor, yani istidat olmayınca şuurunu geliştiremiyor, yarı yolda kalıyor. 

Arad Akademi
İnsan Uyanmaktadır


İnsan Ancak “Üstün Çaba”larla Uyanabilir → “Bir insan, tümüyle kendisi üzerinde, yani bütün farklı tarafları üzerinde nöbet tutmaya muktedir değildir. Bunu sadece okul, yani okul metotları ve okul disiplini yapabilir. Çünkü insan çok tembeldir. Eğer insan kendisine bir iş tespit ederse, çok geçmeden kendisine karşı hoşgörülü olmaya başlar. İşini mümkün olan en kolay şekilde bitirmeye gayret eder. Bu, çalışma değildir. Çalışmada sadece üstün çabalar, yani normalin öteside, gerekli olanın ötesinde olan çabalar hesaba katılır; olağan çabalar sayılmaz.” 

Ergün Arıkdal’ın Yorumu: İnsanın çabasını kontrol eden mekanizmalar nelerdir? Bu halimizle neye yönelebiliriz, çabalarımız hangi istikamettedir? İnsan, bu haliyle kendi nefsini besleyecek yönde, kendi menfaatleri peşinde koşar. Kör bir koşuştur bu. Bu bakımdan aydınlanma, uyanma, şuurlanma prosesi sadece insanın çabasına bağlı değildir. İnsan kendi kendini uyandıramaz. Daima yanında bir mürşide ihtiyacı vardır. Bu sufi tekniği değil, dünya tekniğidir. Yani bilgi ışığı vicdana yansımalıdır. 

Kaynak: İnsanın Gerçeği “Kendini Bilmek” P. D. OUSPENSKY

İnsan uyanabilir mi? “Teorik olarak uyanmaya muktedirdri, fakat pratikte bu, hemen hemen imkansızdır, çünkü bir an için o, uyanıp gözlerini açtığında, uykuya dalmasna neden olan bütün kuvvetler, onun üzerinde on misli fazla enerji ile faaliyet göstermeye başlarlar ve o, uyanık olduğunu veya uyanmakta olduğunu hayal ederek yine derhal uykuya döner.”

Uyanmanın Güçlüğü Kavranmalıdır: “Ancak, uyanmanın güçlüğünü tam manasıyla kavrayan insan, uyanmak için uzun ve zorlu bir çalışmanın gerekli olduğunu anlayabilir.”

“Genel olarak ele alırsak, uyuyan bir insanı uyandırmak için ne gereklidir? İyi bir şok gereklidir. Fakat bir kimse derin uykuda ise tek bir şok yeterli değildir. Uzun bir sürekli şoklar devresi gereklidir”

Ergün Arıkdal’ın Yorumu: İnsan belli kâinat yasalarını anlasın diye çalkantı içerisindedir. Bu yüzden durmadan şok yer ve her imtihan bir şoktur. Ne var ki ancak liyakati olanlar imtihan edilir. Her imtihan bir değişim hazırlığıdır. Değişim sürecine girip de, değişim yolunda ilerlemeye başladığınız anda, şok üstüne şok yersiniz. Onun için sufi her belaya “eyvallah” der. Çünkü bilir ki, başına gelenler hep onu teşvik içindir.

 İnsanın Gerçeği “Kendini Bilmek” P. D. OUSPENSKY



·         Şuurlanma: İnsanların tabiatla olan ilişkilerinden doğan şuurlanma ve uyanma sürecinin hızlanması için “kasıtlı ıstırap” sürecinin gayesini oluşturur. Istırabın amacı insanda irade gücünü arttırmak, daha doğrusu kullanılması gerektiği gibi kullanma meleksini geliştirmektir. İrade aynı zamanda istek demektir. Kasıtlı ıstıraba olan direncin kazandırdığı irade gücü isteklerin kapsamını belirler. Bu ise şuurlanmanın başlangıcıdır. İstek Kanunu karşısında, onun bize müspet ya da menfi gelen sonuçlarından -ki Sebep Sonuç Yasası’na göre oluşur- gereğince yararlanmak ya da sakınmak şuurlanmak derecemize bağlıdır. İnsanlık mertebesindeki ruh varlığının madde alemindeki mevcudiyetinin büyük gayesi, irade gücünü arttırmak ve şuurlanmaktır. Şuurlanmanın öbür yüzü uyanmaktır. Her türlü duygusal hayatın, insandaki animal yönün kazandırdığı tecrübenin nihai gayesi “şuurlu varlık yaşamı” denilen kapsamlı bilgi uygulamasıdır. Yani ruhsal varlığın canlılar aleminde çeşitli mekanlarda muhtelif görünümler içinde tezahür etmenin ana sebeplerinden başlıcası, maddeye ve onun gelişimine olan hakimiyetini ve yardımını “şuurlu olarak” yerine getirmektir. İşte bu “şuurlanma” tekâmülün kendisidir. İrade ve hürriyet bu şuurlanmanın oranına göre belirlenir. Hareketlerinin sorumluluğunu taşımayı öğrenen insanın hürriyeti artar. Hür olarak yapılan tatbikatların sonucunda, “tekâmül” dediğimiz şuur ve irade gücünün hakimiyeti, varlık alanlarının en baskın karakteri olarak gözlenir. Velhasıl hayatın hedefi “şuurlanmak”tır.

      Devre Sonu-Ergün Arıkdal

·         Hayatın Hedefi: Şuurlanmak İnsanlık mertebesindeki ruh varlığının madde alemindeki mevcudiyetinin büyük gayesi, irade gücünü arttırmak ve şuurlanmaktır. Şuurlanmanın öbür yüzü uyanmaktır. Ruhsal varlığın canlılar aleminde çeşitli mekanlarda muhtelif görünümler içinde tezahür etmesinin ana sebeplerinden biri, maddeye ve onun gelişimine olan hakimiyeti ve yardımı şuurlu olarak yerine getirmektir. İşte bu şuurlanma tekamülün kendisidir. 

     Devre Sonu-Ergün Arıkdal

·         Ruhun tekâmülü onun şuurlanması demektir. Sonsuzluk Yolcusu Evrensel İnsan-Ergün Arıkdal (sayfa 170)

·         Uyanmak: görünenin arkasındakini, görünmeyeni görmek, görülemeyeni idrak etmek gibi bir şeydir. Yani bir daire parçasının kenar kısımlarında, çember kısmında bulunurken, esasında merkezde bulunduğumuzun farkında olmaktır. Uyanmaktan kasıt budur. Dairenin kenar kısmında dururken bütün daireyi fark etmek, daire parçasının bir unsuru olduğunuzu anlamak, bu bağlantıyı görebilmek ise uyanık olmak demektir; merkezle olan bağınızın, beslenmenizin, merkezden gelen her şeyle çok büyük bir alakanız olduğunun ve hatta merkezin de sizinle büyük bir ilişki içerisinde bulunduğunun, karşılıklı bir şeylerin alınıp verildiğinin farkına varmak demektir. Aydınlanmak budur, kendi dışınızdaki birçok realitenin farkına varmaktır.
  
    Sonsuzluk Yolcusu Evrensel İnsan-Ergün Arıkdal

·         Şuurlu insan, sebep-sonuç zincirini izleyebilen, her an “uyanık” olabilen insan demektir. Son derece daralmış bir şuurla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. “Şuurluluk”, her zaman kendimizi hatırlayabilme özelliğidir. Uyanık ve gerçek anlamda şuurlu olan bir insanın özelliklerinden biri de, her an, her yerde tek benlik halinde bulunmasıdır. Daha doğrusu tüm benliklerini “bir”e indirgemiş olmasıdır. 

   Yarınlar İçin Pozitif Yaşam-Ergün Arıkdal

Derleyen: Neslihan Özkan
Arad Akademi 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enkarnasyon Nedir? Dr. Bedri Ruhsalman

Enkarnasyon Nedir? Enkarnasyon ete girmek demektir. Yani ruhların bir beden aracılığı ile belirmesidir. Böyle bir ilişki , ruh ile maddeyi birbirine bağlayacak olan bir aracıya ihtiyaç gösterir ki, buna Perispiri denir. Yani ruh, kendinde saklı olan tesir gücü ile, perispiri aracılığı ile ineceği dünyaların maddelerinden o dünyadaki yoğun bedenini kurar. Kaba madde ile sıkı bir bağlantı demek olan bedenlenme veya enkarnasyon olayı, dolayısı ile serbest irade ve şuurda da bir daralma ve bir nevi kararmaya sebep verir. Tekâmül ihtiyaçlarımızın belirli hale getirdiği bir takım tertipler, sevk edişler himaye ve yardım atmosferi içinde bir hayat mevzu bahistir. Ve dünyada bunlardan kurtulup kaçmak bizim elimizde olmaz. Enkarne olmuş varlık, bütün bu şuurlu tertip ve nizamın mana ve maksadından habersiz olarak bazı merhaleleri aşmak ve bir kısım yetenekleri geliştirme olanaklarına sahip olur. İstenilende zaten budur. Üstad isimli bedensiz bir dostumuz şöyle demektedir. 

Sembolizm Dersleri -6 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir.  Örneğin: (6=1x2x3=1+2+3) 2 ile 3' ün, bu kez, çarpımlarıyla oluşuyor. Altı sayısı GRAFİK SEMBOLİZM ’ de bir altıgen ve onun yarattığı attı köşeli yıldızla özdeştirilmektedir. Salamon’un mührü veya David’in kalkanı denilen ve bugün İsrail’in ulusal amblemi olan bu yıldız, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşuyor ve SU ile ATEŞ arasındaki dengeyi işaret ediyor. Diğer bir deyişle birbirinin karşıtı iki şeyi birleştiren bir şekil olduğu gibi, dikine duran üçgenin ayna görevini yapan su üzerindeki ters görünümü yansıtıyor. Salomon’un mührü şeklinde görülebileceği gibi, tepe noktası yukarıda olan üçgen, Hıristiyan ikonografisinde İsa’nn tanrısal karakterini betimlemektedir. Tepe noktası aşağıda olan üçgen ise bu karakterin O’NUN fiziki ve insancıl görünümünde yansıdığını hatırlatır gibidir... Sembolizm Dersleri 6 6, diğer çift sayılar gibi, Ay’ın çe

Şifacılık Nedir? Nasıl Yapılır

Şifacılık Nedir Şifanın sözlük anlamı bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulmasıyla hastalıktan kurtulmaktır. Şifacılığı genel anlamda ele alırsak hepimizin genellikle hasta olduğumuz zaman başvurduğumuz tedavi edici kişi veya kurumlar vardır. Bu, öncelikle üniversitelerde yetişen resmi hekimler olmalıdır. Daha doğrusu günümüz tıbbı; her yönüyle fizyolojik bir öğrenimle, dıştan içe doğru nüfuz etmeye çalışan bir bilim dalı olarak tedavi etmeye çalışır. Bu konuda az çok hepimizin bir genel kültürü vardır. Bir diğeri ise metafizik şifadır. Bu içten dışa doğru gerçekleşen bir şifadır. Şifa genel olarak iki şekilde ele alınabilir: 1. Manyetik Şifa, Manyetik-Telkin karışımı şifacılık Manyetik kuvvetin insan organizmasına etkisi bilinen bir gerçektir. Nasıl bir mıknatısın çekme ve itme özelliği mevcutsa, insan organizmasında da bu özellik vardır. En basitinden manyetik nefes, el ile sıvazlama, pas (mesh), manyetize edilmiş su, bitki vs. manyetik şifacılığın yaygın uyg

Sembolizm Dersleri -9 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

DOKUZ (9) Basit sayıların sonuncusu olan dokuz, üç' ün karesi olduğundan, onun niteliklerini de taşıyor. Mitolojide varlığına inanılan gök, yer yüzü ve yeraltı dünyalarının tümünü simgeleyen bir sayı olmuştur. Sayılar dizisinin sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığını ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayının olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler. Mason sembolizmine göre, (9) rakamı grafik olarak aşağıya doğru, yani maddesel bir filizlenmeyi, (6) ise bunun tam tersine, yukarıya yönelik olduğundan, ruhani (tinsel) bir filizlenmeyi simgelemektedir. Doğum olayı için de bu görüşü değerlendirirsek, dokuz sayısının, yedinci aydan itibaren aşağı yukarı şekillenmiş olan fetüs (cenin) ün tam anlamıyla belirgin hale gelmesi için gerekli olan sürenin karşılığı olduğunu görürüz. Gerçekte fetüs’ün rahimdeki pozisyonu (9) rakamına benzemektedir. Altı ise in

Realite ne demektir? Ruhsal Kavramlar Çalışması

Realite ne demektir? Cevaplar: 1.1   Realite (fr.) →sözlük anlamı; gerçek, gerçeklik. (TDK) 1.2. Varlığın madde ile ilgili kavram, anlam değer ve şuur halinin hakikat (verite) karşısındaki durumu. Hayata verilen değer, görüş açısı. Varlığın genel bilgisi içinde kendisi ve eşya hakkındaki taşıdığı samimi fiili kanaat. (Metapsişik Terimler Sözlüğü-Ergün Arıkdal) 1.3. Realite bilgisi, varlığın, zaman ve mekan bakımından, şuur sahasının belirli bir kısmını ihtiva eder (Celse:53 Sadıklar Planı) Spiritüel realite, bu devrede ulaşılacak son realitenin bir evvelkidir. (Celse: 145 Sadıklar Planı) 1.4. Realiteler, duyular yoluyla elde etmiş olduğumuz birtakım bilgilerin tipleridir. Asıl realitemizi oluşturan konu, bedene hakim olan ruh varlığının kendi öz yapısıdır.       (Tekamül-Ergün Arıkdal) Derleyen: Neslihan Özkan-Arad