"Gün geçmiyor ki, insanlığın içindeki kurt, tahribatı artırmakta daha fazla güç harcamasın. Varlık ve gönül meyvesini kemiren kurtların her fırsatta ortalığa çıkan yoz ve sapkın hareketlerini görmemek ne mümkün!.. Elbette ki sahipsiz değiliz. Herkes için kendi realitesine göre bir himaye vardır. Bu himayenin şemsiyesi altında tehlikesizce uygulamalar yapmak olağan işlerdendir. Bu yüzden müspet olan da, menfi olan da kendi realitesinin doğruluğunu kanıtlamak için mücadele etmektedir.
Dünya'da ve bizim ålemimiz'de adalet vardır. Bu adalet insanların “ellerinin işlerinden” oluşur. Adaletin tecellî etmesi için varlığın doğruyu buluncaya kadar çeşitli ortamlarda fiilen uygulama yapması “telâfi ilkesince”, caizdir.
TEKRARDOĞUŞ, EN BÜYÜK RAHMET VE YARDIMDIR! |
Varlığa bağlı bütün olaylar ve oluşlar kendi içlerinde çok tutarlı ve çok boyutlu bir adalet örgüsüne sahiptirler. Evren yasalarını vazedenler sadece şu yasayla realiteler arası dengeyi kurmuşlardır: TEKRARDOĞUŞ YASASI..öyle bir yasa ki uygulanmaması imkânsız!
TEKRARDOGUŞ'un getirdiği imkânların sonucunda “İlâhî Adalet” tecelli eder. Evet, nasıl düşünülürse düşünülsün, İlâhî Adalet'ten söz etmek için kesinlikle TEKRARDOĞUŞ Yasası'na müracaat etmekten başka çıkış yolu yoktur. Kuramsal, yorumsal ve felsefî zaruretlere baş vurmadan, soluk alıp verme kadar varlığa yakın olan TEKRARDOĞUŞ Yasası'nın şevkatli, merhametli ve bilgelik dolu adaletine sığınmak İlâhî Yargılanma'nın ta kendisidir.
En adaletli hayat imkânları ve gerçek tekâmül için, sorumlu tekâmül, anlayışlı hayat, tesadüfsüz olaylar ve bilinen mukadderat için TEKRARDOĞUŞ…
Cennet ve cehennem için, melek ve şeytan için, hayır ve şer için, günah ve sevap için TEKRARDOĞUŞ…
İlâhi Adalet'in kesin tecelli yeri burada ve ötede tekrardoğuşlarla belirlenir. Ölüm ve dirimin hakikî mânâsı TEKRARDOĞUŞ olmadan insanlarca malûm olamaz. Sonsuz dirimin yolu hayat ve ölüm çemberinden geçer. Karmaşıkta ölen basitte dirilmedikçe maddenin “Kahır Aşamasında” daha çok yollar izlenir.
TEKRARDOĞUŞ, EN BÜYÜK RAHMET VE YARDIMDIR. İLÂHÎ FIRSAT EŞİTLİĞİNİN UYGULANIŞIDIR. KEMÂL MERTEBELERİNE ULAŞMA ARACIDIR.
Dünya OLDU BİTTİ pazarı değildir. Dünya'da ve ¸te Dünya'da her şey OLUR ama BİTMEZ. Her şey ve her oluş süreklidir. Zamanı keyif ve inancınıza göre durduramazsınız. Hiçbir inanç Tanrı'yı kendinden yana sanmasın! O, ancak Zatı'ndan yanadır. O'nun Kanunları'na baş eğmek tekâmül yoludur. İnsan, Dünya'yı yenmek için BENLİKLERİNİ YENMEK zorundadır.
Nefsini bir hayatta, yarım yamalak bir hayatta, yenen, beri gelsin!
Tekrardoğuş bir itikat konusu olamaz. O bir hadise de değildir. Hayret edilecek, garipsenecek hiçbir yanı yoktur. Doğmak ve ölmek ne kadar doğal ise tekrardoğmak da o kadar doğaldır. Tekrardoğuşun inanca, itikada dayalı olması zorunlu değildir. Bir tabiat olayından itikat ve inanç yolunun söz etmemesi, o tabiat olayının yokluğuna esas teşkil etmez. Nice bilgiler, nice olaylar, nice zamanlar vardır ki, inanç ve itikat yolları bunlardan söz etmemiştir, ama onlar hâlâ mevcuttur, geçerlidir.
Tekrardoğuş bir araç ve yasadır.
İlâhî Adalet'in tecellisine memurdur ve mertebesi ne olursa olsun ruh varlığının tekâmülüne hizmetle yükümlü, BİRLEYİCİ bir eylemdir.
Ayrıca şu da bir gerçektir ki, bütün dogmatik kitaplarda açık ya da örtülü tekrardoğuş kayıtlıdır.
Ruhçuluk'taki küresel anlayışa kavuşmak için insanlığın aşıp geldiği yol “kan ve ateşî yolu oldu. Bunun için Ruhçuluk, Birleyici'dir. Muvahhittir. Kıyametin çocukları için, inanıp itikat etmek değil, UYANMAK tek amaçtır. Uyanma çağı'nın insanları her şeyi bir an evvel terk edebilmek için hızlı, çabuk, acele hayat tatbikatı yaparak eksiklerini gidermek telâşı içinde sarhoştur; uyanmanın şafağında hisselerine ulaşan tesirlerin kendinde yarattığı girdapların etkisinde yolunu şaşırmış, toz duman içinde yol bulmaya çalışanlara imdat edecek kimdir?
Asırlardır ölü konuşanların oturduğu yer topraktır. Gökte oturanların sevgisine sığınırız…
Yüz Yirmi Sekiz Ruhsallık Üzerine Denemeler
Ergün ARIKDAL