Ana içeriğe atla

TEKRARDOĞUŞ, EN BÜYÜK RAHMET VE YARDIMDIR! Ruhsallık Üzerine Denemeler 128



"Gün geçmiyor ki, insanlığın içindeki kurt, tahribatı artırmakta daha fazla güç harcamasın. Varlık ve gönül meyvesini kemiren kurtların her fırsatta ortalığa çıkan yoz ve sapkın hareketlerini görmemek ne mümkün!.. Elbette ki sahipsiz değiliz. Herkes için kendi realitesine göre bir himaye vardır. Bu himayenin şemsiyesi altında tehlikesizce uygulamalar yapmak olağan işlerdendir. Bu yüzden müspet olan da, menfi olan da kendi realitesinin doğruluğunu kanıtlamak için mücadele etmektedir.
Dünya'da ve bizim ålemimiz'de adalet vardır. Bu adalet insanların “ellerinin işlerinden” oluşur. Adaletin tecellî etmesi için varlığın doğruyu buluncaya kadar çeşitli ortamlarda fiilen uygulama yapması “telâfi ilkesince”, caizdir.

TEKRARDOĞUŞ, EN BÜYÜK RAHMET VE YARDIMDIR!

Varlığa bağlı bütün olaylar ve oluşlar kendi içlerinde çok tutarlı ve çok boyutlu bir adalet örgüsüne sahiptirler. Evren yasalarını vazedenler sadece şu yasayla realiteler arası dengeyi kurmuşlardır: TEKRARDOĞUŞ YASASI..öyle bir yasa ki uygulanmaması imkânsız!

TEKRARDOGUŞ'un getirdiği imkânların sonucunda “İlâhî Adalet” tecelli eder. Evet, nasıl düşünülürse düşünülsün, İlâhî Adalet'ten söz etmek için kesinlikle TEKRARDOĞUŞ Yasası'na müracaat etmekten başka çıkış yolu yoktur. Kuramsal, yorumsal ve felsefî zaruretlere baş vurmadan, soluk alıp  verme kadar varlığa yakın olan TEKRARDOĞUŞ Yasası'nın şevkatli, merhametli ve bilgelik dolu adaletine sığınmak İlâhî Yargılanma'nın ta kendisidir.

En adaletli hayat imkânları ve gerçek tekâmül için, sorumlu tekâmül, anlayışlı hayat, tesadüfsüz olaylar ve bilinen mukadderat için TEKRARDOĞUŞ…

Cennet ve cehennem için, melek ve şeytan için, hayır ve şer için, günah ve sevap için TEKRARDOĞUŞ…

İlâhi Adalet'in kesin tecelli yeri burada ve ötede tekrardoğuşlarla belirlenir. Ölüm ve dirimin hakikî mânâsı TEKRARDOĞUŞ olmadan insanlarca malûm olamaz. Sonsuz dirimin yolu hayat ve ölüm çemberinden geçer. Karmaşıkta ölen basitte dirilmedikçe maddenin “Kahır Aşamasında” daha çok yollar izlenir.

TEKRARDOĞUŞ, EN BÜYÜK RAHMET VE YARDIMDIR. İLÂHÎ FIRSAT EŞİTLİĞİNİN UYGULANIŞIDIR. KEMÂL MERTEBELERİNE ULAŞMA ARACIDIR.

Dünya OLDU BİTTİ pazarı değildir. Dünya'da ve ¸te Dünya'da her şey OLUR ama BİTMEZ. Her şey ve her oluş süreklidir. Zamanı keyif ve inancınıza göre durduramazsınız. Hiçbir inanç Tanrı'yı  kendinden yana sanmasın! O, ancak Zatı'ndan yanadır. O'nun Kanunları'na baş eğmek tekâmül yoludur. İnsan, Dünya'yı yenmek için BENLİKLERİNİ YENMEK zorundadır.

Nefsini bir hayatta, yarım yamalak bir hayatta, yenen, beri gelsin!

Tekrardoğuş bir itikat konusu olamaz. O bir hadise de değildir. Hayret edilecek, garipsenecek hiçbir yanı yoktur. Doğmak ve ölmek ne kadar doğal ise tekrardoğmak da o kadar doğaldır. Tekrardoğuşun inanca, itikada dayalı olması zorunlu değildir. Bir tabiat olayından itikat ve inanç yolunun söz etmemesi, o tabiat olayının yokluğuna esas teşkil etmez. Nice bilgiler, nice olaylar, nice zamanlar vardır ki, inanç ve itikat yolları bunlardan söz etmemiştir, ama onlar hâlâ mevcuttur, geçerlidir.
Tekrardoğuş bir araç ve yasadır.

İlâhî Adalet'in tecellisine memurdur ve mertebesi ne olursa olsun ruh varlığının tekâmülüne hizmetle yükümlü, BİRLEYİCİ bir eylemdir.

Ayrıca şu da bir gerçektir ki, bütün dogmatik kitaplarda açık ya da örtülü tekrardoğuş kayıtlıdır.
Ruhçuluk'taki küresel anlayışa kavuşmak için insanlığın aşıp geldiği yol “kan ve ateşî yolu oldu. Bunun için Ruhçuluk, Birleyici'dir. Muvahhittir. Kıyametin çocukları için, inanıp itikat etmek değil, UYANMAK tek amaçtır. Uyanma  çağı'nın insanları her şeyi bir an evvel terk edebilmek için hızlı, çabuk, acele hayat tatbikatı yaparak eksiklerini gidermek telâşı içinde sarhoştur; uyanmanın şafağında hisselerine ulaşan tesirlerin kendinde yarattığı girdapların etkisinde yolunu şaşırmış, toz duman içinde yol bulmaya çalışanlara imdat edecek kimdir?

Asırlardır ölü konuşanların oturduğu yer topraktır. Gökte oturanların sevgisine sığınırız…

Yüz Yirmi Sekiz Ruhsallık Üzerine Denemeler 
 Ergün ARIKDAL

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enkarnasyon Nedir? Dr. Bedri Ruhsalman

Enkarnasyon Nedir? Enkarnasyon ete girmek demektir. Yani ruhların bir beden aracılığı ile belirmesidir. Böyle bir ilişki , ruh ile maddeyi birbirine bağlayacak olan bir aracıya ihtiyaç gösterir ki, buna Perispiri denir. Yani ruh, kendinde saklı olan tesir gücü ile, perispiri aracılığı ile ineceği dünyaların maddelerinden o dünyadaki yoğun bedenini kurar. Kaba madde ile sıkı bir bağlantı demek olan bedenlenme veya enkarnasyon olayı, dolayısı ile serbest irade ve şuurda da bir daralma ve bir nevi kararmaya sebep verir. Tekâmül ihtiyaçlarımızın belirli hale getirdiği bir takım tertipler, sevk edişler himaye ve yardım atmosferi içinde bir hayat mevzu bahistir. Ve dünyada bunlardan kurtulup kaçmak bizim elimizde olmaz. Enkarne olmuş varlık, bütün bu şuurlu tertip ve nizamın mana ve maksadından habersiz olarak bazı merhaleleri aşmak ve bir kısım yetenekleri geliştirme olanaklarına sahip olur. İstenilende zaten budur. Üstad isimli bedensiz bir dostumuz şöyle demektedir. 

Sembolizm Dersleri -6 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir.  Örneğin: (6=1x2x3=1+2+3) 2 ile 3' ün, bu kez, çarpımlarıyla oluşuyor. Altı sayısı GRAFİK SEMBOLİZM ’ de bir altıgen ve onun yarattığı attı köşeli yıldızla özdeştirilmektedir. Salamon’un mührü veya David’in kalkanı denilen ve bugün İsrail’in ulusal amblemi olan bu yıldız, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşuyor ve SU ile ATEŞ arasındaki dengeyi işaret ediyor. Diğer bir deyişle birbirinin karşıtı iki şeyi birleştiren bir şekil olduğu gibi, dikine duran üçgenin ayna görevini yapan su üzerindeki ters görünümü yansıtıyor. Salomon’un mührü şeklinde görülebileceği gibi, tepe noktası yukarıda olan üçgen, Hıristiyan ikonografisinde İsa’nn tanrısal karakterini betimlemektedir. Tepe noktası aşağıda olan üçgen ise bu karakterin O’NUN fiziki ve insancıl görünümünde yansıdığını hatırlatır gibidir... Sembolizm Dersleri 6 6, diğer çift sayılar gibi, Ay’ın çe

Sembolizm Dersleri -9 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

DOKUZ (9) Basit sayıların sonuncusu olan dokuz, üç' ün karesi olduğundan, onun niteliklerini de taşıyor. Mitolojide varlığına inanılan gök, yer yüzü ve yeraltı dünyalarının tümünü simgeleyen bir sayı olmuştur. Sayılar dizisinin sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığını ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayının olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler. Mason sembolizmine göre, (9) rakamı grafik olarak aşağıya doğru, yani maddesel bir filizlenmeyi, (6) ise bunun tam tersine, yukarıya yönelik olduğundan, ruhani (tinsel) bir filizlenmeyi simgelemektedir. Doğum olayı için de bu görüşü değerlendirirsek, dokuz sayısının, yedinci aydan itibaren aşağı yukarı şekillenmiş olan fetüs (cenin) ün tam anlamıyla belirgin hale gelmesi için gerekli olan sürenin karşılığı olduğunu görürüz. Gerçekte fetüs’ün rahimdeki pozisyonu (9) rakamına benzemektedir. Altı ise in

Ruh ve Beden İlişkisi Nasıl Olmaktadır?

Ruh bir madde ile iştirak eder. Beden denilen şuurlu madde halini husule getirir. Ondan sonra ruh artık tamamen o bedenin şartlarına bağlanır. Ve o şartlar içinde, organik faaliyetlerinden başka, ruhi ve manevi denilen bütün halleri beyne ve asabi cümleye (sinir sistemi), yani beynin ve asabi cümlenin imkan ve kabiliyetlerine bağlı bulunur. Ruh, madde ile iştirak eder. Şuurlu maddeyi, yani varlığı kurar. Varlık da kendi ruhunun ve yardımcı varlıkların faaliyetleriyle kaba maddelerden kendisine ayrıca bir beden yapar. Ve bu beden vasıtasıyla maddelere tesir eder. Kullandığı kaba maddelerle de kendi haricindeki diğer bedenlere tesir etmek suretiyle maşeri plana adımını atar. Ve hidrojen aleminin varlık safhasındaki tekamülü de bu andan itibaren yürümeye başlar. Ruh ve Beden İlişkisi  Ruha hizmet eden varlık hemen bedeni vasıtasıyla etrafındaki kaba maddelere ve bedenlere tesir ederek ruhun bu yeni ihtiyaçları karşısında lüzumlu hadiselerin meydana gelmesine sebep olur. İy

Eş Zamanlılık

Eş zamanlılık, aynı zamanda eş anlılık, senkroni, senkronizm   olarak ta kullanılır.   Anlamlı, aynı veya benzer kavramı içeren, fakat   nedensel bağlantısı olmayan iki yada daha çok olayın eş zamanlı oluşumudur. Bunu hepimiz yaşantımızda zaman zaman gözlemişizdir. Tam uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızı düşünürken, telefon çalar, arayan o arkadaşınızdır. Aklınızdaki bir sorunun cevabı, otobüste yanınızda oturan kişinin okuduğu dergide bir başlıktır. Tam iş değiştirmeyi düşünürken gelen bir teklif size çok daha uygun, kendinizi gerçekleştirebileceğiniz iş olanaklarını size sunar. Eşzamanlılık nedensellikten farklıdır. Nedensellik, sonuç aracılığı ile sabit bağlantı içerdiği halde, eş zamanlılık, uyum, denklik veya anlam aracılığı ile sabit olmayan bağlantı içerir. Eşzamanlılık, sürekli bir dünya dokusu oluşturmak için, birbiri ile ilişkisiz olayların birbirine örüldüğü bir kozmozu işaret eder. Eş zamanlı olayların bazı özellikleri vardır. Öncelikl