Ana içeriğe atla

SİLVER BIRCH’E GÖRE ÖLÜM ve ÖTESİ


Silver Birch'e (*), sonsuzluğa nazaran çok sınırlı oluşu göz önüne alındığında, insanın dünya yaşamı denen tecrü­beyi geçirmesinin yararı nedir? diye sorulunca şöyle ce­vaplamış:




"Sonsuzluk, sonsuz sayıdaki tecrübelerin toplamıdır. Sonsuzluk içinde, ne kadar küçük olursa olsun her tecrübe, her hareket, söz ve düşünce önemli bir paya sahiptir. Son­suzluk biraraya getirilen tüm bu tecrübelerin sonucudur ve bir tanesi eksikse o zaman tam bir denge söz konusu değildir. İki ya da üç yüz kişilik dev bir orkestrada, belki de en önemsiz alet sayılan zili çalan müzisyenin bile çok önemli bir rolü vardır. Çünki çalma vakti gelip de yanlış notayı seslendirdiği ya da sesini hiç duyuramadığı zaman tüm orkestranın sesi bozuk olacaktır. Bunu fark etmişsiniz­dir. Dünya yaşamınız da aynen böyledir. Dünya yaşamı varlığın eğitiminin çok önemli ve temel bir bölümüdür. Ruhunuz bu eğitimin izlerini sonsuza kadar silinmez bir şekilde taşıyacaktır." (31) 

Ölüm ve ölüm ötesini ise Silver Birch'den aktarmaya devam edelim: 

"Madde dünyası, yaşamınızın sadece küçük bir bölü­müdür. Sizin ebedî yuvanız değildir. Çoğunuz, şuursuz olarak, her zaman sorunların ortaya çıktığı bir madde dün­yasında yaşamakta olduğunuzu düşünüyorsunuzdur. Sîz­le ben aynı evrende bulunuyoruz. İçine hiçbir şey sızdır­mayan bölmelerde değiliz. Bu evren, her görüntünün bir­birine karışıp uyumlu hâle dönüştüğü ve birbiri içinde kaybolduğu bir evrendir. Sîzler ölmekle şuurunuzun sade­ce öbür görüntüsünü tezahür ettiriyor ve fizik beden için­deki varlığınızı sona erdiriyorsunuz." (32) 

"Sizin anlayışınıza göre ölüm bir trajedidir. Fakat bu­nun ölen için mutlaka trajedi olması gerekmez. Olayların büyük çoğunluğunda ölüm bir hürriyete kavuşmadır. Bi­zim dünyamızdaki hayatın harikalarını, güzelliğini, ihtişa­mını ve ışığını siz tasavvur edemezsiniz. Bunu size tasvir edecek lisanı bulmak imkânsız. Size, çelişme korkusu ol­maksızın şunu söyleyeyim: Ölüm çoğu zaman hürriyet ge­tirmek üzere hücrenin kapısını açan gardiyandır. 

Ölmek trajik bir şey değildir. Dünyanızda yaşamak trajiktir. Ölmek, maddi bedenin demir parmaklıkları ar­kasına hapsolmuş ruh için özgürlüğün tadını almaktır. Aslına varacak olan ruhun ıstıraplardan kurtulması trajik midir? Istırabı olmayan bir beden içinde kendinizi ifade edebilmeye siz trajik mi diyorsunuz?" (33) 


"Sîzler hakikaten kudretli atomlarsınız, sonsuzsu­nuz; fakat kendinizi sonlu olarak ifade ediyorsunuz. Si­zin içinizde öyle bir güç var ki, bir gün tüm bağlarını kopa­rarak kendi gerçekliğine daha uygun bir bedende kendini ifade etmek için ısrar edecek. Siz buna ölüm diyorsunuz ve ölüme tanık olduğunuzda da yas tutup, ağlayıp üzülüyor­sunuz; çünki siz hâlâ bedenin o kişi olduğunu düşünerek ölümün o kişiyi sizden aldığına inanıyorsunuz. Ama ölüm hayata karşı güçsüzdür. Ölüm hayata dokunamaz, ölüm hayatı yok edemez. Maddî olan ruhsal olandan daha üs­tün olamaz. Eğer gözler açık olsaydı, kulaklar işitebilseydi ve geride kalan ruh, ruhsal âlemin süptil titreşimlerini his- sedebilseydi, yücelen, özgür, galip, sevinçli, esaretten ve maddî hapishanenin bağlarından kurtulmuş ruhun yüceli­şini görebilecekti.

Kendilerine özgürlük gelmiş olanlar için üzülmeyin. Tırtıl çok şahane bir kelebek hâline geldi diye yerinmeyin. Kafesin kapısı açıldı da kuş kafesten uçtu diye ağlamayın. Sevinin, çünki azat edilen ruh özgürlüğü bulmuştur. Yüce Ruh'un size vermiş olduğu güçlerin enerjisini dışa yansıtır­sanız, onların olan yeni güzellikleri ve neşeyi de paylaşırsı­nız. Ölümün plânını anlarsınız ve farkına varırsınız ki ölüm bir atlama taşından başka bir şey değil, ruhlar âleminin daha geniş özgürlükler dünyasına bir geçiş ka­pısı. (34)

Silver Birch, ölüme hazırlık ve geçişi hazırlayabilmek için ise bakın neler söylemiş?:

"Bizim dünyamıza şimdi de geliyorsunuz ama hatır­lamıyorsunuz. Ruh dünyasını siz her gece ziyaret ediyor­sunuz. Bu sizin hazırlanışmızdır. Aksi hâlde gerçek hayatı­nızı gerçekten yaşamak için buraya geldiğinizde, bu sizin için büyük şok olurdu. Bu âleme göç ettiğinizde, ziyaretle­rinizi o zaman hatırlayacaksınız."




(*) Silver Birdi: İngiliz medyom Maurice Barbanell (1902 -1981) Silver Birch adlı bedensiz varlıktan uzun yıllar tebliğ almıştır. Rehber varlığı Silver Birch olan bu celse­ler, Hannen Sıvaffer Ev Celseleri olarak biliniyordu. 20 yu gizli tutulan bu tebliğler ilk kez 1957'de yayınlandı. Ruh ve Madde Yayınlarında tebliğleri kitap olarak yayınlan­mıştır

Kaynak: Hayat,Ölüm ve Ötesi Kitabı

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sembolizm Dersleri -6 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir.  Örneğin: (6=1x2x3=1+2+3) 2 ile 3' ün, bu kez, çarpımlarıyla oluşuyor. Altı sayısı GRAFİK SEMBOLİZM ’ de bir altıgen ve onun yarattığı attı köşeli yıldızla özdeştirilmektedir. Salamon’un mührü veya David’in kalkanı denilen ve bugün İsrail’in ulusal amblemi olan bu yıldız, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşuyor ve SU ile ATEŞ arasındaki dengeyi işaret ediyor. Diğer bir deyişle birbirinin karşıtı iki şeyi birleştiren bir şekil olduğu gibi, dikine duran üçgenin ayna görevini yapan su üzerindeki ters görünümü yansıtıyor. Salomon’un mührü şeklinde görülebileceği gibi, tepe noktası yukarıda olan üçgen, Hıristiyan ikonografisinde İsa’nn tanrısal karakterini betimlemektedir. Tepe noktası aşağıda olan üçgen ise bu karakterin O’NUN fiziki ve insancıl görünümünde yansıdığını hatırlatır gibidir... Sembolizm Dersleri 6 6, diğer çift sayılar gibi, Ay’ın çe...

Enkarnasyon Nedir? Dr. Bedri Ruhsalman

Enkarnasyon Nedir? Enkarnasyon ete girmek demektir. Yani ruhların bir beden aracılığı ile belirmesidir. Böyle bir ilişki , ruh ile maddeyi birbirine bağlayacak olan bir aracıya ihtiyaç gösterir ki, buna Perispiri denir. Yani ruh, kendinde saklı olan tesir gücü ile, perispiri aracılığı ile ineceği dünyaların maddelerinden o dünyadaki yoğun bedenini kurar. Kaba madde ile sıkı bir bağlantı demek olan bedenlenme veya enkarnasyon olayı, dolayısı ile serbest irade ve şuurda da bir daralma ve bir nevi kararmaya sebep verir. Tekâmül ihtiyaçlarımızın belirli hale getirdiği bir takım tertipler, sevk edişler himaye ve yardım atmosferi içinde bir hayat mevzu bahistir. Ve dünyada bunlardan kurtulup kaçmak bizim elimizde olmaz. Enkarne olmuş varlık, bütün bu şuurlu tertip ve nizamın mana ve maksadından habersiz olarak bazı merhaleleri aşmak ve bir kısım yetenekleri geliştirme olanaklarına sahip olur. İstenilende zaten budur. Üstad isimli bedensiz bir dostumuz şöyle demektedir. ...

Sembolizm Dersleri -9 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

DOKUZ (9) Basit sayıların sonuncusu olan dokuz, üç' ün karesi olduğundan, onun niteliklerini de taşıyor. Mitolojide varlığına inanılan gök, yer yüzü ve yeraltı dünyalarının tümünü simgeleyen bir sayı olmuştur. Sayılar dizisinin sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığını ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayının olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler. Mason sembolizmine göre, (9) rakamı grafik olarak aşağıya doğru, yani maddesel bir filizlenmeyi, (6) ise bunun tam tersine, yukarıya yönelik olduğundan, ruhani (tinsel) bir filizlenmeyi simgelemektedir. Doğum olayı için de bu görüşü değerlendirirsek, dokuz sayısının, yedinci aydan itibaren aşağı yukarı şekillenmiş olan fetüs (cenin) ün tam anlamıyla belirgin hale gelmesi için gerekli olan sürenin karşılığı olduğunu görürüz. Gerçekte fetüs’ün rahimdeki pozisyonu (9) rakamına benzemektedir. Altı ise in...

Ruh ve Beden İlişkisi Nasıl Olmaktadır?

Ruh bir madde ile iştirak eder. Beden denilen şuurlu madde halini husule getirir. Ondan sonra ruh artık tamamen o bedenin şartlarına bağlanır. Ve o şartlar içinde, organik faaliyetlerinden başka, ruhi ve manevi denilen bütün halleri beyne ve asabi cümleye (sinir sistemi), yani beynin ve asabi cümlenin imkan ve kabiliyetlerine bağlı bulunur. Ruh, madde ile iştirak eder. Şuurlu maddeyi, yani varlığı kurar. Varlık da kendi ruhunun ve yardımcı varlıkların faaliyetleriyle kaba maddelerden kendisine ayrıca bir beden yapar. Ve bu beden vasıtasıyla maddelere tesir eder. Kullandığı kaba maddelerle de kendi haricindeki diğer bedenlere tesir etmek suretiyle maşeri plana adımını atar. Ve hidrojen aleminin varlık safhasındaki tekamülü de bu andan itibaren yürümeye başlar. Ruh ve Beden İlişkisi  Ruha hizmet eden varlık hemen bedeni vasıtasıyla etrafındaki kaba maddelere ve bedenlere tesir ederek ruhun bu yeni ihtiyaçları karşısında lüzumlu hadiselerin meydana gelmesine sebep olur...

Sembolizm Dersleri -5 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Aritmetik sayı dizisinde İlk çift ve tek sayısının toplamından oluşmuştur (2+3=5). Kutsal 60 sayısının 1/12’sidir. Öte yandan, ilk dokuz sayının ortasında bulunması nedeniyle, beş sayısında var olan bu birleştiricilik ve merkezilik özelliği, onun madde ve biçimde bir denge ve uyum sağladığı görüşünü ortaya koyuyor. Romen rakamı ile gösterilen (X) harfinin üst kısmı (V) beş olup, On' un yarısıdır. Dünyanın eski uygarlıklarının sembolizminde, Orta Amerika, Afrika, Çin, Hindistan’da yaşayan Dogonlar, Mayalar, Aztekler, Bombarlar’da saptandığı gibi, genel olarak, tek sayılar ERKEK, çift sayılar ise hep DİŞİ olarak değerlendirilmiştir. Bu görüşün ışığı altında beş’in dişi İki ile erkek olan Üç’ü eşleştirdiğini görmekteyiz. Öte yandan, iki sayısı dişi ve dünyevi (dünyaya ait) üç ise erkek ve semavi (göğe ait) olduğundan, beş aynı zamanda yerle göğü de birleştiriyor. Beşte hem erkek hem dişi prensip bulunduğundan iki cinsiyetti (androgyne) (androjin) bir sayı yani hünsal...