Ana içeriğe atla

Ruhsal Şuurlanma Nedir?


Hiç de iç açıcı olmayan bir dünya hayatının giderek sıklaşan “sarsıcı” tesirlerinin insanlığı birçok yönden taciz ettiğini görüyoruz. Her türlüsü ile “şok edici” olayların, ardı arkası kesilmeksizin insanlığı kuşatmasının birçok açıklamaları bulunabilir. Herkes kendi anlayışı ya da realitesi açısından olanlara ışık tutmaya gayret edecektir. Ruhçuluk anlayışına göre insanlık “sarsıntı” devri yaşamaktadır. İnsanların tabiatla olan ilişkilerinden doğan şuurlanma ve uyanma sürecinin hızlanması için “kasıtlı ıstırap” temrinlerinin çeşitli boyutlarda düzenlenmeleri ile karşı karşıyayız.

Ruhsal Şuurlanma



İster bireysel ister toplumsal olsun her türlü sarsıcı olaya karşı göstereceğimiz makul sabır, yönlendirilen “kasıtlı ıstırap” sürecinin gayesini oluşturur. Istırabın amacı insanda irade gücünü artırmak, daha doğrusu kullanılması gerektiği gibi kullanma melekesini geliştirmektir. İrade aynı zamanda istek demektir. Kasıtlı ıstıraba olan direncin kazandırdığı irade gücü isteklerin kapsamını belirler. Bu ise şuurlanmanın başlangıcıdır. İstek Kanunu karşısında, onun bize müspet ya da menfi gelen sonuçlarından -ki Sebep Sonuç Yasası’na göre oluşur- gereğince yararlanmak ya da sakınmak şuurlanma derecemize bağlıdır.

İnsanlık mertebesindeki ruh varlığının madde alemindeki mevcudiyetinin büyük gayesi, irade gücünü artırmak ve şuurlanmaktır. Şuurlanmanın öbür yüzü uyanmaktır. Her türlü duygusal hayatın, insandaki animal yönün kazandırdığı tecrübenin nihai gayesi “şuurlu varlık yaşamı” denilen kapsamlı bilgi uygulamasıdır. Yani ruhsal varlığın canlılar aleminde çeşitli mekânlarda muhtelif görünümler içinde tezahür etmesinin ana sebeplerinden başlıcası, maddeye ve onun gelişimine olan hâkimiyetini ve yardımını “şuurlu olarak” yerine getirmektir. İşte bu “şuurlanma” tekâmülün kendisidir. İrade ve hürriyet bu şuurlanmanın oranına göre belirlenir.

Ruh varlığı evrensel bir monat* olarak, kendi hürriyeti içinde, madde kâinatının yasalarını kullanarak idare edilmeyi ve idare etmeyi öğrenir. Madde ile olan ilişkisinden doğan her türlü eksiklik ve hata normaldir. Sebep Sonuç Yasası’nın sonuçları ve tabiatın icaplarına göre karşılaştığı binlerce olay ve ruhsal tecrübe, hayatlar boyunca süren uygulama, asla ve asla sevap ve günah gibi bir ölçüme tabi olamaz.

Dünya yaşamındaki her türlü yasak “kasıtlı ıstırap” yasasının bir uygulamasıdır; arzuların kontrolü, arzuların dengesizliği sebebiyle gereklidir. Arzu, hedef bildiği şey ne ise ona kayıtsız şartsız erişmek ister. İşte bu kontrol kasıtlı ıstıraptır. Daha ileri safhalarda, “hizmet ve vazife” hedeflerine erişmekte gösterilen “sabır ve katlanma” bile bile ıstıraba razı olmak demektir. Ulaşılacak hedefe varıncaya kadar karşılaşılması mümkün her türlü tepkiye razı olmak demektir. Bunların örnekleri insanlığın her kademesinde mevcuttur. En canlı örnekler peygamberlerin hayatlarıdır. Kendine savaş açan insanın ve kendini şuurlu olarak kontrol etmeye azmetmiş bir iradenin ıstıraba katlanması, fazlalıkların sökülüp atılması süreci içinde görülen “özdeşlikten çıkarma” ameliyesinin getirdiği “yoksunluk”tur. Bunlara bile bile katlanmak, kan revan içinde gelişmenin zirvesine tırmanmak, “kasıtlı ıstırap”tır.

Hürriyet içinde yapılmayan bir tatbikatın günahı sevabı olmaz. Ruh Varlığı sonsuz mutluluk ya da ıstıraba maruz kalmak için mi ete kemiğe bürünüyor? Bu derece zulmü insana kim layık görebilir? Evrensel Şuur’un temsilcisi olan ve O’ndan gelen bir ebedi varlık için mutluluk ya da ıstırabın sadece adı vardır. Bilgisine kavuşulan her meçhulün bir yanılgı olduğunu idrak eden ruh varlığının kudreti karşısında cennet de cehennem de yassılaşır, dümdüz olur gider.

Hareketlerinin sorumluluğunu taşımayı öğrenen insanın hürriyeti artar. Hür olarak yapılan tatbikatların sonucunda, “tekâmül” dediğimiz şuur ve irade gücünün hâkimiyeti, varlık alanlarının en baskın karakteri olarak gözlenir. Velhasıl hayatın hedefi “şuurlanmak”tır.

* Monat: Eski Yunan felsefesinde bölünmez birlik.

  Kaynak: Ergün Arıkdal-Devre Sonu Kitabı


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enkarnasyon Nedir? Dr. Bedri Ruhsalman

Enkarnasyon Nedir? Enkarnasyon ete girmek demektir. Yani ruhların bir beden aracılığı ile belirmesidir. Böyle bir ilişki , ruh ile maddeyi birbirine bağlayacak olan bir aracıya ihtiyaç gösterir ki, buna Perispiri denir. Yani ruh, kendinde saklı olan tesir gücü ile, perispiri aracılığı ile ineceği dünyaların maddelerinden o dünyadaki yoğun bedenini kurar. Kaba madde ile sıkı bir bağlantı demek olan bedenlenme veya enkarnasyon olayı, dolayısı ile serbest irade ve şuurda da bir daralma ve bir nevi kararmaya sebep verir. Tekâmül ihtiyaçlarımızın belirli hale getirdiği bir takım tertipler, sevk edişler himaye ve yardım atmosferi içinde bir hayat mevzu bahistir. Ve dünyada bunlardan kurtulup kaçmak bizim elimizde olmaz. Enkarne olmuş varlık, bütün bu şuurlu tertip ve nizamın mana ve maksadından habersiz olarak bazı merhaleleri aşmak ve bir kısım yetenekleri geliştirme olanaklarına sahip olur. İstenilende zaten budur. Üstad isimli bedensiz bir dostumuz şöyle demektedir. 

Şifacılık Nedir? Nasıl Yapılır

Şifacılık Nedir Şifanın sözlük anlamı bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulmasıyla hastalıktan kurtulmaktır. Şifacılığı genel anlamda ele alırsak hepimizin genellikle hasta olduğumuz zaman başvurduğumuz tedavi edici kişi veya kurumlar vardır. Bu, öncelikle üniversitelerde yetişen resmi hekimler olmalıdır. Daha doğrusu günümüz tıbbı; her yönüyle fizyolojik bir öğrenimle, dıştan içe doğru nüfuz etmeye çalışan bir bilim dalı olarak tedavi etmeye çalışır. Bu konuda az çok hepimizin bir genel kültürü vardır. Bir diğeri ise metafizik şifadır. Bu içten dışa doğru gerçekleşen bir şifadır. Şifa genel olarak iki şekilde ele alınabilir: 1. Manyetik Şifa, Manyetik-Telkin karışımı şifacılık Manyetik kuvvetin insan organizmasına etkisi bilinen bir gerçektir. Nasıl bir mıknatısın çekme ve itme özelliği mevcutsa, insan organizmasında da bu özellik vardır. En basitinden manyetik nefes, el ile sıvazlama, pas (mesh), manyetize edilmiş su, bitki vs. manyetik şifacılığın yaygın uyg

Sembolizm Dersleri -6 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir.  Örneğin: (6=1x2x3=1+2+3) 2 ile 3' ün, bu kez, çarpımlarıyla oluşuyor. Altı sayısı GRAFİK SEMBOLİZM ’ de bir altıgen ve onun yarattığı attı köşeli yıldızla özdeştirilmektedir. Salamon’un mührü veya David’in kalkanı denilen ve bugün İsrail’in ulusal amblemi olan bu yıldız, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşuyor ve SU ile ATEŞ arasındaki dengeyi işaret ediyor. Diğer bir deyişle birbirinin karşıtı iki şeyi birleştiren bir şekil olduğu gibi, dikine duran üçgenin ayna görevini yapan su üzerindeki ters görünümü yansıtıyor. Salomon’un mührü şeklinde görülebileceği gibi, tepe noktası yukarıda olan üçgen, Hıristiyan ikonografisinde İsa’nn tanrısal karakterini betimlemektedir. Tepe noktası aşağıda olan üçgen ise bu karakterin O’NUN fiziki ve insancıl görünümünde yansıdığını hatırlatır gibidir... Sembolizm Dersleri 6 6, diğer çift sayılar gibi, Ay’ın çe

Realite ne demektir? Ruhsal Kavramlar Çalışması

Realite ne demektir? Cevaplar: 1.1   Realite (fr.) →sözlük anlamı; gerçek, gerçeklik. (TDK) 1.2. Varlığın madde ile ilgili kavram, anlam değer ve şuur halinin hakikat (verite) karşısındaki durumu. Hayata verilen değer, görüş açısı. Varlığın genel bilgisi içinde kendisi ve eşya hakkındaki taşıdığı samimi fiili kanaat. (Metapsişik Terimler Sözlüğü-Ergün Arıkdal) 1.3. Realite bilgisi, varlığın, zaman ve mekan bakımından, şuur sahasının belirli bir kısmını ihtiva eder (Celse:53 Sadıklar Planı) Spiritüel realite, bu devrede ulaşılacak son realitenin bir evvelkidir. (Celse: 145 Sadıklar Planı) 1.4. Realiteler, duyular yoluyla elde etmiş olduğumuz birtakım bilgilerin tipleridir. Asıl realitemizi oluşturan konu, bedene hakim olan ruh varlığının kendi öz yapısıdır.       (Tekamül-Ergün Arıkdal) Derleyen: Neslihan Özkan-Arad

Sembolizim Dersleri-3 Rakamı ve Sembolik Anlamı

Antik çağlardan bu yana tüm dünyada temel bir sayı olarak benimsenmiştir. Tanrıda, evrende ve insanda var olan bir düzeni ifade etmektedir. Canlı yaratıklardaki üç ünitenin sentezini sağlar. Aritmetik dizide kozmik ilk tek sayı olarak yerini alan 1 sayısı, Göğe (Uranos), yani eskiden gökte olduğuna İnanılan kozmik tanrıya özgüdür. 2 ise YER TOPRAK (Gaia)dır. Çünkü, dünyanın oluşumunda en önce gök vardı, yasacağımız ortam ise daha sonra ortaya çıktı. Böylece üç sayısı bir ve ikiyi birbirine bağlayarak, “YER-GÖK Birliğini oluşturdu.   Çin de Taoizm felsefesinin temel prensiplerinde Tao'nun 1’i, Bir’in 2’yi, 2’nin ise 3’ü yarattığı belirtilmektedir. Bu nedenle 1, yer ve göğün çocuğu olan İNSAN'ı yansıttığından mükemmel bir sayı olarak kabul edilir. Greko-Romen* mitolojisinde de şu üç kardeş var: Kronos’un oğulları olan bu üç kardeş dünyayı aralarında paylaştılar; ZEUS (Jüpiter) göklerin ve yerin, POSEİDON (Neptün) okyanusların, HADES (Vulkan) ise yeraltı dünyası o