En temel olarak "Dualite'nin sembolüdür". Yani ikilik. Ve Yaratılış sisteminin temel prensibi de Düalitedir.
Genelde iki prensip arasında süregelen
çekişmeleri yansıttığından, zıtlıklar ve uyuşmazlığın sembolü olarak da
kullanılır. Birbirlerinin tam karşıtı olan biçimlerin sayısı ikidir. Ters-yüz,
yer-gök, erkek-dişi. gece-gündüz, alt-üst, aşağı-yukarı, iç-dış gibi. Bazen
gerçekleştirilen bir dengeyi, simetriyi, bazen de bir tehdidi ifade ettiği
görülür. İnsan işkillerinde sürekli bir şekilde var olan sağ- sol, aşağılık-üstünlük...
vb. sürtüşmeleri iki sayısının zıtlık prensibiyle ilgilidir. Özellikle Afrika
sembolizminin temelinde daima bir ikilem e bulunmakta ve evrenin en başta gelen
bir yasası olarak kabul edilmektedir.
Onlara göre, insan toplumlarında daima iyiler ve kötüler,
iki yüzlü insanlar gibi, hemen her nesnenin bir pozitif-gündüz ve negatif-gece
olarak düşünülen bir tarafı bulunur.2 sayısı bölünmelerin ilki ve temelidir.
Yaratan ve yaratılan, siyah-beyaz, ruh-madde gibi diğer birçoğu hep 2 den doğar
ve oluşurlar Dişilik prensiplerini içeren 2, antikede(antika, eski) hep ANALIK sembolü olmuştur.
Sembolizm tekniğinde çift olarak resimlendirilen yaratıklarda
çift başlı kartal, çift aslan iki yüzlü balta ve sfenkslerde görüldüğü gibi,
fazlalaştırılmak, bir kat daha güçlendirilmek istenen anlama yönelik bir amaç
gizlidir. Bunun tam tersine, şayet bu yaratıklar ikiye bölünmüş gibi
gösterilmişlerse, onların sembolik değerleri azaltılmış, güçleri kırılmak
istenmiştir.
Fonksiyonları
bakımından yaşam için yeterli olan organlar İnsan ve hayvanlarda tek olarak
bulunmaktadır. Bunlar kalp, ağız, karaciğer, dalak, safra kesesi, .vb.dirler.
Diğerleri ise hep çift olarak yaratılmıştır. Böbrekler, akciğerler, göz ve
kulaklar, burun delikleri, el ve kollar, bacaklar, ayakların ikişer adet veya çift
sayıda olması ortam işlevlerini yapabilmek için bazı fiziksel ve biyolojik kuralların
gereklerine uyma zorunluluğundan ileri
gelmekte ve gövde üzerinde bir simetri ve denge unsuru olmaktadırlar. Bunlardan
birisi yitirtirse, diğeri onun görevini üstlenir ve yaşamın sürekliliğini
sağlar. Ama kalp ve beyin tekdir, tüm fonksiyonları düzenleyen, direktifler
veren bir lider durumundadırlar. Bunların yitirilmesi halinde düzen birden
bozulur, yaşam sona erer…
Sayısı 2 olan nesne, bir üçüncüyü yaratmadığı takdirde kısır
kalır. Çocuksuz geçen evliliklerde olduğu gibi, neslin gelişimi noktalanır. Özellikle
doğu ülkelerinin halk kültürlerinde 2 sayısının özelliğinden oluşturulmuş bir
hayli deyim bulunuyor, örneğin, şu ölümlü dünyanın 2 kapısı var, birisi girmek(doğummak),
diğeri ise çıkmak(ölmek) için...Şunun şurasında 2 günlük ömrümüz var... gibi
ölüm ve yaşamla ilgili sözcüklerde yer almakla beraber, azımsatıcı anlamlarda
da kullanılmaktadır.
Örneğin, İki para etmez, 2 çift laf, İki lokma ekmek. 2 adım
yol, İki satır yazı, 2 dakikacık…gibi.
Değişmez bir gerçeği ifade etmek islersek, iki kere ikinin dört
ettiğini söylemeyi yeterli buluruz. Antik çağlarda gelenekleşmiş olan libasyon(
Antik kültürlerde Tanrıların
şerefine içki içilmesi ve bu içkinin yere dökülmesi) törenlerinde
şarap tasının iki diz üzerine çökerek iki ette tutulmasının 2 nin sembolik anlamıyla ilgili olduğu ileri sürülmektedir.
Kaynak: Semboller ve Yorumlar Cilt-1 Necmettin Ersoy
Ruhçuluk Bilgisinde 2 Sayısının Sembolik Anlamı
Sayılar içinde ilk çift rakam olan iki, düalitenin rakamıdır. Karşıtlığın, farklılığın, tezahürün, biçim ve renkler aleminin sembolüdür. Farklılık, öteki olma, sabitlik, köklenmiş ve dolayısıyla dengelenmiş olma, yansıtma, zıt kutuplar, insanın ikili yapısı gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Pisagor’a göre monad (tek olan), diyad (iki olan) halinde etkinlikte bulunur. Başka bir deyişle tezahür eden herşey ikili karşıtların düalitesi olarak zuhur eder örneğin güzellik ve çirkinlik, eril ve dişil, gündüz ve gece gibi…
İki aynı zamanda evrendeki bazı güçlerin, enerjilerin ikili karakterler göstermesini simgeler örneğin yin-yang, manyetizmanın pozitif ve negatif kutupları gibi. Birin ikiyi yaratması sembolizminde de Mutlak olan Allah’ın ruh ve madde cevherlerini yaratması ifade edilir.
2 sayısı, B harfinin sayısal değeridir ve Kuran bilindiği gibi B harfiyle (Bismillahirrahmanirrahim) başlamaktadır. Kabalistik gizemcilikte ve Sufizm’de, Yahudi ve Arap alfabesinde sayısal değeri iki olan ikinci harfte, b’de, yaratılan dünyaya bir gönderme olduğu keşfedilmişti. İncil’in b’reshit, “Başlangıçta…” ile başlaması gibi Kuran da Bismillah,, “Allah’ın adıyla…” ile başlar, her iki durumda da kutsal kitabın ilk harfi yaratılış harfi b’dir.
Mevlana, Tanrı’nın yaratılış sözcüğü Kun’u iki lifli bir iple ya da bükülmüş iplikle karşılaştırır. Bükülmüş iplik, yaratılışın bütün aşamalarında görünür ve sadece çokluğa inanan cahilleri aldatır. Bilge olansa birlik dünyasının görünen karşıtlıkların arkasında olduğunu bilir.