Dikkat edilirse, "İnsan
niçin vardır?" demedik, "İnsan yeryüzünde niçin vardır?"
dedik... Bu iki cümle bizce farklı anlamlar ifade ederler. Çünki İnsan,
evrensel bir kişiliktir. İnsan, sadece yeryüzü insanı değildir. İnsan, pek çok
yerde bulunan bir varlıktır. Fakat dünya beşeri, sadece dünyamızda yaşamakta
olan insandır. Gerek biyolojik, gerekse psikolojik ve sosyal yapısıyla özellik
arz eden insan, dünya insanıdır. Diğer varlıklarla olan irtibatlarımız çok
zayıf olduğu için, şimdiki hâlde sadece yeryüzü insanını (beşeri) elde etmiş
olacağız. Burada söyleyeceklerimizin dünya insanı için geçerli bir anlamı
olacaktır. Bu tarifimizin evrensel bir hüviyeti olmayacaktır.
Çünkü dünya
insanı hayatının manası başka, dünya dışında herhangi bir gezegende yaşayan bir
varlığın hayat manası başkadır. Hepsinin de ortak olduğu bir amaç aranırsa, TEKÂMÜLDÜR diyebiliriz.
Veya hepsinde bulunan büyük eyleme geçme isteğini "tekâmül" olarak
ifade edebiliriz. Her varlığın içinde bulunan ve onu durmadan ileriye doğru iten güç, "Tekâmül
Edeceksin" bilgisidir. Bu, bütün evrende mevcut olan varlıklar için en büyük
motivasyondur.
Her ne yaparsak yapalım, insan
varlığı bir gelişim içerisindedir. Gelişim, yani tekâmül; tecrübe, görgü ve
sonunda elde edilen bilgiye bağlı olarak istidatların gelişmesiyle ortaya
çıkar. Buradaki istidat, sadece birtakım maharetler ve beceriler manasına gelmez. Buradaki
istidat, kısmen yetenek, kısmen de bedene bağlanmış, bedene enkarne olmuş ruh
varlığının öz bilgilerini ortaya koyabilmesi demektir.
Tam manasıyla algılayıp, tam manasıyla anladığı ve
yine tam manasıyla diğer bilgilerinden ayırt edip sonradan büyük bir senteze
bağladığı bilgileridir. Hayatın anlamı, özet olarak, yavaş yavaş ortaya çıkan
şu sonucu bize getiriyor: İnsan tabiatla, toplumla ve kendisiyle beraber
yaşamaktadır. Tabiat olayları, toplum olayları ve bireysel olaylar, yani günlük
hayatımız ve her şeyimiz, bizim, sonuçta tecrübemizi ve bundan kaynaklanan
görgümüzü ve gene bundan kaynaklanan bilgimizi meydana getirecektir. Bilginin
ortaya çıkması, tekâmülün çok çeşitli yönlerde ve çeşitli boyutlarda sürüp
gitmesini sağlayan en büyük faktördür.
Ergün Arıkdal-Kendini Bilmek Kitabı