Basit sayıların sonuncusu olan dokuz, üç' ün karesi
olduğundan, onun niteliklerini de taşıyor. Mitolojide varlığına inanılan gök,
yer yüzü ve yeraltı dünyalarının tümünü simgeleyen bir sayı olmuştur. Sayılar
dizisinin sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığını ve yeniden
başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayının
olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin
son halkasını kilitler.
Mason sembolizmine göre, (9) rakamı grafik olarak aşağıya
doğru, yani maddesel bir filizlenmeyi, (6) ise bunun tam tersine, yukarıya
yönelik olduğundan, ruhani (tinsel) bir filizlenmeyi simgelemektedir. Doğum
olayı için de bu görüşü değerlendirirsek, dokuz sayısının, yedinci aydan itibaren
aşağı yukarı şekillenmiş olan fetüs (cenin) ün tam anlamıyla belirgin hale
gelmesi için gerekli olan sürenin karşılığı olduğunu görürüz. Gerçekte fetüs’ün
rahimdeki pozisyonu (9) rakamına benzemektedir. Altı ise insan dışındaki diğer
canlıların yaratıldığı günle ilgilidir. Yaradılış efsanesine göre kısan yedinci
günde yaratılmıştır.
Yunan -Roma Mitolojisinde ise dokuz sayısına şu olaylarda
değiniliyor:
Demeter, kızı Persefone’yİ bulmak için dünyanın etrafında
dokuz kez dolaştı. Zeus’tan hamile kalan Leto, Apollon ve Artemisi doğururken
dokuz gün sancı çekti. Sayıları dokuz olan sanat tanrıları (Müzler), Zeus’un
dokuz aşk gecesi sonunda doğdular.
Dokuz galaksili sistemin de asal sayısı olarak kabul
edilmiştir.
1..............9Ay+10 Gün= I
Genel olan kanı dokuzun acıyla bağlantılı bir rakam
olduğudur. Bunun sebebi ise İsa’nın günün dokuzuncu saatinde ölmüş olmasıdır.
Antik çağlardan günümüze gelen efsanelerde de dokuzun önemli
bir yer tuttuğu gözlenebilir. Örneğin Odysseus dokuz yıl boyunca seyahat
etmiştir.
Aslında dokuzun gerçek önemi üçün karesi olmasından
gelmektedir. Yani dokuz üçün de bir çeşit yansıması olarak kabul edilir.
Dokuzun bir özelliği sekizin yani güzelliği ve şansı temsil eden rakamın bir
üstü yani onun daha yükseltilmiş bir formu olarak görülmesidir.
Diğer rakamların aksine dokuz Hıristiyan inancında çok
önemli bir yer teşkil etmez. Önemi daha çok Orta Asya’dan yani Türklerden ve
Moğollardan gelir. Türklerin dokuza verdiği önemin üç çok soğuk kış ayının
gelmesinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Göğün de dokuz kat olduğu hem Türk hem
de Müslümanlarda yaygın bir inanç vardır. Birçok İran ve Türk geleneğinde bu
dokuz kattan bahsedilmektedir.
Bunları İslâm kozmolojisine göre kainat küreden oluşmaktadır.
Dünyaya en yakın olanın üstünde ise Merkür ve Venüs yer alır. Güneş bu
kürelerin merkezinde yer aldığından ayrıca kainatında merkezidir. Geri kalan
küreler ise Mars, Jüpiter ve Satürn' dür. Daha sonra Harran' dan Thabit ibn
Ourra dokuzuncu bir gezegen ekledi ve bunun varlığını kanıtladı. Diğer Müslüman
bilim insanları da onu izlediler. Bu dokuzuncu gezegen "gezegenlerin
gezegeni” olarak tanımlanıyor.
İşin en ilginç tarafı dokuzun günümüzdeki bazı oyunlarda bile
önemini korumasıdır. Bu oyunların en yaygın olarak bilineni bowling’dir.
Bilindiği gibi bu oyunda en başarılı noktaya ulaşmak için dokuz lobutu aynı
anda devirmek gerekir.
Türklerin en iyi bilinen ve tarihte önemli bir yere sahip
olan kabilelerinden birinin adı Tokuz Oğuz yani Dokuz Oğuz'du.
Kaynak: Semboller ve Yorumlar Cilt-1 Necmettin Ersoy
Derleyen: Neslihan Özkan-Arad