Ana içeriğe atla

Corona Virüsünün Düşündükleri-Günay Ercoşkun- Ankara Ruhsal Araştırmalar Derneği Başkanı




Corona'nın insanların mantalde birikmiş zehirli duygu ve düşüncelerinin, sevgisizliğinin bir yansıması olarak ortaya çıktığını düşünüyorum.
Toplumdaki en önemli sonucu da herkesin sürekli temizlenmek zorunda kalması. Bir yiyecekle temas etmeden önce kendisini temizlemek zorunda olması ve yiyeceklerini de mümkün olduğunca temizinden, temizlenebilir olanından tercih etmek zorunda kalması. Aslında insanlar sadece fiziksel besinlerini değil zihinsel besinlerini de, sadece fiziksel ellerini değil zihinsel ellerini de temizlemek zorundalar. Sonuç olarak fiziksel temizlik de herkesin mantal temizlik yapması gerektiğini çağrıştırıyor bana.
İnsaoğlunun insansısılıktan insanlığa geçiş sürecinde birçok bakımdan sıkı bir temizliğe girişmesi gerekiyor. Temizlenmek Arınmak ve Sadeleşmek gerekiyor.

Bana göre Tesir: Temizlik, Arınma ve Sadeleşme Tesiri, hem de her düzeyde; fiziksel, eylemsel, duygusal ve düşünsel düzeyde. Bütün bunları yaptıran da nedir? Corona!
Asıl temizlenmemiz gereken şey de insanları öldürecek bir virüsü yaratan zehirli istekler, zehirli arzular, zehirli düşünceler, zehirli beklentiler, zehirli hedefler, zehirli eylemler, zehirli inançlar veee zehirli saldırganlar. İnsanların ölmesinin umursandığını zannetmiyorum. Öyle olsaydı savaşların önlenmesi gerekirdi, savaşlar olmazdı, çoluk çocuk demeden, insanların tepesinde bombalar patlatılmaz, füzeler atılmaz, zehirli gazlar atılmaz, biyolojik savaş yapılmazdı. Haksızlık ve savaş doğal hale gelmezdi. Biz yine de moralimizi bozmadan, kendi hedeflerimize kitlenerek, umutla bugün için ve geleceğimiz için elimizden gelenin en iyisini yapmaya odaklanmalı, gücümüz yettiğince iyi insan olma hasletlerini kazanmak için uğraşmaya devam etmeliyiz. Ve yine gücümüz yettiğince kötülüğün neferlerinden uzak durup kötülüğü engellemeliyiz, iyiliği yaymaya devam etmeliyiz.

Liderler ve toplumlar virüsün yayılmasını önlemek için çalıştıkları kadar dünya barışı için uğraşsalardı, şimdi kapatmak zorunda kaldıkları sınırlarında kalıp, sağa sola saldırmasalardı dünya daha yaşanılası bir dünya olurdu. Şimdi ise insanlar evlerinde adeta kapalı sistem bir hayata sevk ediliyor. Adeta kendi kendine hesaplaşma, kendi kendini gözlemleme, kendini eylemlerini sigaya çekmek zamanı ya da simülasyonu gibi bir durum yaşanıyor. Bir bakıma kabirde olduğu gibi. Kabirde azap çekmemek için belki de bir fırsat bu. Çünkü eninde sonunda dünya bir sınav yeri insanlar için de, toplumlar için de, liderler için de. Kim bilir kabirde azap değil kabirde sefa için yapılan yanlış işlerden dönme fırsatı bu. Zaten eninde sonunda kabirde herkes sınırlarını kapatıp
kendi başına kalacak, eylemlerini gözden geçirecek tam bir Hesaplaşma içine girecek. Vakit varken ve henüz buradayken fırsat kaçmamışken şimdiden kendimizi, toplumumuzu, liderlerin liderliğini, sorumluluklarımızı gözden geçirelim. Mantal birlik beraberlik yaşanmadan dünyada birlik beraberlik yaşanmaz. Kim birlik beraberliğe hizmet ediyor kim etmiyor bunun ayrımını yapmak gerekir. Kim bilir belki de Corona gayet negatif bir yönden birlik beraberliğe hizmet ediyordur söylentilerdeki biyolojik silah tüccarı üreticisinin negatif zehirli düşüncelerinin aksine. Küçük daire büyükten büyüktür Corona da olduğu gibi. Birlik beraberlik ve üstün insanlık değerleri çalışanları küçük daire olduklarını unutmadan hizmete devam etmeliler.

Selam ve Sevgiler

Günay Ercoşkun- Ankara Ruhsal Araştırmalar Derneği Başkanı

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enkarnasyon Nedir? Dr. Bedri Ruhsalman

Enkarnasyon Nedir? Enkarnasyon ete girmek demektir. Yani ruhların bir beden aracılığı ile belirmesidir. Böyle bir ilişki , ruh ile maddeyi birbirine bağlayacak olan bir aracıya ihtiyaç gösterir ki, buna Perispiri denir. Yani ruh, kendinde saklı olan tesir gücü ile, perispiri aracılığı ile ineceği dünyaların maddelerinden o dünyadaki yoğun bedenini kurar. Kaba madde ile sıkı bir bağlantı demek olan bedenlenme veya enkarnasyon olayı, dolayısı ile serbest irade ve şuurda da bir daralma ve bir nevi kararmaya sebep verir. Tekâmül ihtiyaçlarımızın belirli hale getirdiği bir takım tertipler, sevk edişler himaye ve yardım atmosferi içinde bir hayat mevzu bahistir. Ve dünyada bunlardan kurtulup kaçmak bizim elimizde olmaz. Enkarne olmuş varlık, bütün bu şuurlu tertip ve nizamın mana ve maksadından habersiz olarak bazı merhaleleri aşmak ve bir kısım yetenekleri geliştirme olanaklarına sahip olur. İstenilende zaten budur. Üstad isimli bedensiz bir dostumuz şöyle demektedir. ...

Sembolizm Dersleri -6 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir.  Örneğin: (6=1x2x3=1+2+3) 2 ile 3' ün, bu kez, çarpımlarıyla oluşuyor. Altı sayısı GRAFİK SEMBOLİZM ’ de bir altıgen ve onun yarattığı attı köşeli yıldızla özdeştirilmektedir. Salamon’un mührü veya David’in kalkanı denilen ve bugün İsrail’in ulusal amblemi olan bu yıldız, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşuyor ve SU ile ATEŞ arasındaki dengeyi işaret ediyor. Diğer bir deyişle birbirinin karşıtı iki şeyi birleştiren bir şekil olduğu gibi, dikine duran üçgenin ayna görevini yapan su üzerindeki ters görünümü yansıtıyor. Salomon’un mührü şeklinde görülebileceği gibi, tepe noktası yukarıda olan üçgen, Hıristiyan ikonografisinde İsa’nn tanrısal karakterini betimlemektedir. Tepe noktası aşağıda olan üçgen ise bu karakterin O’NUN fiziki ve insancıl görünümünde yansıdığını hatırlatır gibidir... Sembolizm Dersleri 6 6, diğer çift sayılar gibi, Ay’ın çe...

Sembolizm Dersleri -9 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

DOKUZ (9) Basit sayıların sonuncusu olan dokuz, üç' ün karesi olduğundan, onun niteliklerini de taşıyor. Mitolojide varlığına inanılan gök, yer yüzü ve yeraltı dünyalarının tümünü simgeleyen bir sayı olmuştur. Sayılar dizisinin sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığını ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayının olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler. Mason sembolizmine göre, (9) rakamı grafik olarak aşağıya doğru, yani maddesel bir filizlenmeyi, (6) ise bunun tam tersine, yukarıya yönelik olduğundan, ruhani (tinsel) bir filizlenmeyi simgelemektedir. Doğum olayı için de bu görüşü değerlendirirsek, dokuz sayısının, yedinci aydan itibaren aşağı yukarı şekillenmiş olan fetüs (cenin) ün tam anlamıyla belirgin hale gelmesi için gerekli olan sürenin karşılığı olduğunu görürüz. Gerçekte fetüs’ün rahimdeki pozisyonu (9) rakamına benzemektedir. Altı ise in...

Ruh ve Beden İlişkisi Nasıl Olmaktadır?

Ruh bir madde ile iştirak eder. Beden denilen şuurlu madde halini husule getirir. Ondan sonra ruh artık tamamen o bedenin şartlarına bağlanır. Ve o şartlar içinde, organik faaliyetlerinden başka, ruhi ve manevi denilen bütün halleri beyne ve asabi cümleye (sinir sistemi), yani beynin ve asabi cümlenin imkan ve kabiliyetlerine bağlı bulunur. Ruh, madde ile iştirak eder. Şuurlu maddeyi, yani varlığı kurar. Varlık da kendi ruhunun ve yardımcı varlıkların faaliyetleriyle kaba maddelerden kendisine ayrıca bir beden yapar. Ve bu beden vasıtasıyla maddelere tesir eder. Kullandığı kaba maddelerle de kendi haricindeki diğer bedenlere tesir etmek suretiyle maşeri plana adımını atar. Ve hidrojen aleminin varlık safhasındaki tekamülü de bu andan itibaren yürümeye başlar. Ruh ve Beden İlişkisi  Ruha hizmet eden varlık hemen bedeni vasıtasıyla etrafındaki kaba maddelere ve bedenlere tesir ederek ruhun bu yeni ihtiyaçları karşısında lüzumlu hadiselerin meydana gelmesine sebep olur...

Sembolizm Dersleri -5 Rakamı ve İçerdiği Sembolik Anlamı

Aritmetik sayı dizisinde İlk çift ve tek sayısının toplamından oluşmuştur (2+3=5). Kutsal 60 sayısının 1/12’sidir. Öte yandan, ilk dokuz sayının ortasında bulunması nedeniyle, beş sayısında var olan bu birleştiricilik ve merkezilik özelliği, onun madde ve biçimde bir denge ve uyum sağladığı görüşünü ortaya koyuyor. Romen rakamı ile gösterilen (X) harfinin üst kısmı (V) beş olup, On' un yarısıdır. Dünyanın eski uygarlıklarının sembolizminde, Orta Amerika, Afrika, Çin, Hindistan’da yaşayan Dogonlar, Mayalar, Aztekler, Bombarlar’da saptandığı gibi, genel olarak, tek sayılar ERKEK, çift sayılar ise hep DİŞİ olarak değerlendirilmiştir. Bu görüşün ışığı altında beş’in dişi İki ile erkek olan Üç’ü eşleştirdiğini görmekteyiz. Öte yandan, iki sayısı dişi ve dünyevi (dünyaya ait) üç ise erkek ve semavi (göğe ait) olduğundan, beş aynı zamanda yerle göğü de birleştiriyor. Beşte hem erkek hem dişi prensip bulunduğundan iki cinsiyetti (androgyne) (androjin) bir sayı yani hünsal...