Corona'nın insanların mantalde birikmiş zehirli duygu ve düşüncelerinin, sevgisizliğinin bir yansıması olarak ortaya çıktığını düşünüyorum.
Toplumdaki en önemli sonucu da herkesin sürekli temizlenmek zorunda kalması. Bir yiyecekle temas etmeden önce kendisini temizlemek zorunda olması ve yiyeceklerini de mümkün olduğunca temizinden, temizlenebilir olanından tercih etmek zorunda kalması. Aslında insanlar sadece fiziksel besinlerini değil zihinsel besinlerini de, sadece fiziksel ellerini değil zihinsel ellerini de temizlemek zorundalar. Sonuç olarak fiziksel temizlik de herkesin mantal temizlik yapması gerektiğini çağrıştırıyor bana.
İnsaoğlunun insansısılıktan insanlığa geçiş sürecinde birçok bakımdan sıkı bir temizliğe girişmesi gerekiyor. Temizlenmek Arınmak ve Sadeleşmek gerekiyor.
Toplumdaki en önemli sonucu da herkesin sürekli temizlenmek zorunda kalması. Bir yiyecekle temas etmeden önce kendisini temizlemek zorunda olması ve yiyeceklerini de mümkün olduğunca temizinden, temizlenebilir olanından tercih etmek zorunda kalması. Aslında insanlar sadece fiziksel besinlerini değil zihinsel besinlerini de, sadece fiziksel ellerini değil zihinsel ellerini de temizlemek zorundalar. Sonuç olarak fiziksel temizlik de herkesin mantal temizlik yapması gerektiğini çağrıştırıyor bana.
İnsaoğlunun insansısılıktan insanlığa geçiş sürecinde birçok bakımdan sıkı bir temizliğe girişmesi gerekiyor. Temizlenmek Arınmak ve Sadeleşmek gerekiyor.
Bana göre Tesir: Temizlik, Arınma ve Sadeleşme Tesiri, hem de her düzeyde; fiziksel, eylemsel, duygusal ve düşünsel düzeyde. Bütün bunları yaptıran da nedir? Corona!
Asıl temizlenmemiz gereken şey de insanları öldürecek bir virüsü yaratan zehirli istekler, zehirli arzular, zehirli düşünceler, zehirli beklentiler, zehirli hedefler, zehirli eylemler, zehirli inançlar veee zehirli saldırganlar. İnsanların ölmesinin umursandığını zannetmiyorum. Öyle olsaydı savaşların önlenmesi gerekirdi, savaşlar olmazdı, çoluk çocuk demeden, insanların tepesinde bombalar patlatılmaz, füzeler atılmaz, zehirli gazlar atılmaz, biyolojik savaş yapılmazdı. Haksızlık ve savaş doğal hale gelmezdi. Biz yine de moralimizi bozmadan, kendi hedeflerimize kitlenerek, umutla bugün için ve geleceğimiz için elimizden gelenin en iyisini yapmaya odaklanmalı, gücümüz yettiğince iyi insan olma hasletlerini kazanmak için uğraşmaya devam etmeliyiz. Ve yine gücümüz yettiğince kötülüğün neferlerinden uzak durup kötülüğü engellemeliyiz, iyiliği yaymaya devam etmeliyiz.
Liderler ve toplumlar virüsün yayılmasını önlemek için çalıştıkları kadar dünya barışı için uğraşsalardı, şimdi kapatmak zorunda kaldıkları sınırlarında kalıp, sağa sola saldırmasalardı dünya daha yaşanılası bir dünya olurdu. Şimdi ise insanlar evlerinde adeta kapalı sistem bir hayata sevk ediliyor. Adeta kendi kendine hesaplaşma, kendi kendini gözlemleme, kendini eylemlerini sigaya çekmek zamanı ya da simülasyonu gibi bir durum yaşanıyor. Bir bakıma kabirde olduğu gibi. Kabirde azap çekmemek için belki de bir fırsat bu. Çünkü eninde sonunda dünya bir sınav yeri insanlar için de, toplumlar için de, liderler için de. Kim bilir kabirde azap değil kabirde sefa için yapılan yanlış işlerden dönme fırsatı bu. Zaten eninde sonunda kabirde herkes sınırlarını kapatıp
kendi başına kalacak, eylemlerini gözden geçirecek tam bir Hesaplaşma içine girecek. Vakit varken ve henüz buradayken fırsat kaçmamışken şimdiden kendimizi, toplumumuzu, liderlerin liderliğini, sorumluluklarımızı gözden geçirelim. Mantal birlik beraberlik yaşanmadan dünyada birlik beraberlik yaşanmaz. Kim birlik beraberliğe hizmet ediyor kim etmiyor bunun ayrımını yapmak gerekir. Kim bilir belki de Corona gayet negatif bir yönden birlik beraberliğe hizmet ediyordur söylentilerdeki biyolojik silah tüccarı üreticisinin negatif zehirli düşüncelerinin aksine. Küçük daire büyükten büyüktür Corona da olduğu gibi. Birlik beraberlik ve üstün insanlık değerleri çalışanları küçük daire olduklarını unutmadan hizmete devam etmeliler.
Selam ve Sevgiler
Günay Ercoşkun- Ankara Ruhsal Araştırmalar Derneği Başkanı